‘Kozmik Asma’: Gökbilimciler en az 20 büyük galaksiye ev sahipliği yapan büyük bir yapı keşfettiler
Kozmik Asmanın James Webb Uzay Teleskopu (JWST) renkleriyle oluşturulmuş görüntüsü.
Uluslararası bir gökbilimci ekibi, en az 20 büyük gökadadan oluşan büyük ölçekli bir yapının keşfedildiğini bildirdi. “Kozmik Asma” olarak adlandırılan yapı, yaklaşık 13 milyon ışık yılı büyüklüğünde. Bulgu, 8 Kasım’da yayınlanan bir çalışmayla ayrıntılı olarak açıklandı.
Galaksilerin olağanüstü büyük ve yoğun yapıları, evrendeki en güçlü kütle çekimsel bağlı sistemler olan galaksi kümelerinin öncüleri olarak algılanır. Dolayısıyla bu türden yeni yapıların tespit edilmesi ve detaylı bir şekilde incelenmesi galaksilerin oluşumu ve evrimini anlamamız açısından temel teşkil etmektedir.
Danimarka Teknik Üniversitesi’nden Shuowen Jin liderliğindeki bir grup gökbilimci, bu türden yeni bir nesne tespit etti; sarmaşık benzeri büyük bir yapıydı, dolayısıyla adına Kozmik Asma denildi.
Yapı, JWST ile gözlemlenen Genişletilmiş Groth Şeridi (EGS, Hubble Uzay Teleskopu (HTS) tarafından yapılan bir dizi gözlem sonuçlarına dayanan, Büyük Ayı ve Bootes takımyıldızları arasındaki bölgenin görüntüsüdür) alanında, z = 3,44 kırmızıya kayma değeriyle ortaya çıktı. Gözlemler HTS’den elde edilen verilerle tamamlandı.
Araştırmacılar, “Bu çalışmada, JWST araştırmalarının kapsadığı Genişletilmiş Groth Şeridi (EGS) alanında z = 3,44’teki büyük ölçekli bir ‘Kozmik Asma’ yapısını rapor ediyoruz ve bu yapıdaki iki büyük gökadayı araştırıyoruz” diye açıklama yaptılar.
Gözlemler, Kozmik Asmanın son derece uzun ve büyük bir yapı olduğunu gösterdi; uzunluğu yaklaşık 13,04 ve genişliği 0,65 milyon ışık yılıydı. Bu nedenle bu yapı, 3,0’ın üzerindeki kırmızıya kayma oranlarıyla kompakt gökada gruplarından ve ilk galaksi kümelerinden önemli ölçüde daha büyüktü.
Çalışmada, Kozmik Asmanın en az 20 büyük galaksiden ve 6 aşırı galaksi yoğunluğundan oluştuğunu ve 260 milyar güneş kütlesi düzeyinde toplam bir kütleye katkıda bulunduğunu tespit ettiler.
Yapının en büyük iki gökadası olan yukardaki görüntüde işaret edilen Gökada A ve Gökada E, hareketsizdi (yıldız oluşum oranları yılda 0,5 güneş kütlesinin altında) ve şişkinliğin hakim olduğu morfolojiler sergiliyorlardı.
Çalışmaya göre, elde edilen sonuçlar Kozmik Asmanın sanallaştırılmış bir sistem olmadığını ve bir galaksi kümesi oluşturma yolunda olduğunu gösteriyor dahası, bulgular büyüyen büyük ölçekli yapılarda devasa hareketsiz galaksilerin oluşabileceğini doğruluyordu.
Araştırmacılar, daha sonraki kozmik zamanda küme çekirdeğine düşmesi durumunda Galaksi E’nin ‘En Parlak Küme Galaksisi‘ (BCG, galaksi kümelerinin merkezinde yer alan ve evrendeki en parlak ve en büyük kütleli galaksiler) haline gelmesinin mümkün olduğunu ekledi.
Çalışma aynı zamanda Galaksi A ve E’nin Kozmik Asmanın çekirdeğine düşmeden önce muhtemelen son 500 milyon yılda birleşmeyle tetiklenen yıldız patlaması veya ‘Aktif Galaktik Çekirdek‘ (AGN) geri bildirimiyle söndürüldüğünü buldu.
Özetle araştırmacılar, evrendeki en büyük yapıların nasıl oluştuğuna ve geliştiğine dair anlayışımızın ilerlemesinde çok önemli olabilecek, yüksek kırmızıya kaymalardaki hareketsiz küme gökadalarının daha fazla araştırılmasını önermektedirler.
Bu konu, yakın zamanda fırlatılan Avrupa Uzay Ajansı’nın (ESA) Öklid uzay teleskobunun yardımıyla mümkün olabilir; çünkü teleskobun bilimsel hedeflerinden biri, kozmik ağın yapısını ve tarihini keşfetmektir.