Apollo dönemi bulguları, Ay’ın bugün hala aktif olduğunu gösteriyor
Şimdi, yeni araştırmalar, her küçük ay depreminin merkez üssünü izledi ve sekiz tanesinin 20 mil içerisinde izlenebileceğini buldu. Bunlar, Ay’ın yüzeyinin, yüzeydeki uzun süreli küçülme ve büzülme nedeniyle kendinden kopması sonucu oluşan uçurumlardır. Bilim adamları Ay’ın çok soğuk olduğunu ve hala kabuğunun dev, kıta büyüklüğünde parçalara donanmasını sağlayan Dünya gibi plaka tektoniğine sahip olduğunu biliyorlar. Ancak, Dünya’nın kendi fay hatları gibi ay fayları, yüzey parçalarının bazen birbirine sürttüğü, gezegenin her yanına dönüşebilecek depremlere neden olduğu durumlarla aynıdır.
Ay depremleri
Üstelik, Ay depremlerinin çoğu, Ay ile Dünya arasındaki gelgit stresinin maksimum (en büyük) olduğu ay zamanlarında meydana geldi, bu da bu fayların kaymalarını ve böylece depreme neden olma olasılığını artırdı. Ay ve Dünya her zaman birbirlerine bağlıdır, ancak faylar üzerindeki stres Dünya’dan en uzak nokta olan Ay’ın zirvesinde olduğunda en büyüktür. Washington Smithsonian Enstitüsü’nden Thomas Watters liderliğindeki ekip bulgularını Nature Geoscience’da yayınladı.
Araştırmacılar uzun süre Ay’ın hala aktif olabileceğinden şüpheleniyorlar. Diğer güçler de Ay’ı sallayabilse de, depremlerin hepsini kendi başlarına olmalıdır. Fay izlerinin kendileri de bir ipucudur. Çok eskilerse, Ay’ın tarihinde çok daha erken bir dönemden beri, yıllar geçtikçe krater çarpmalarından ve diğer yüzey bozulmalarından kaynaklanan molozlarla dolu olacaklardı. Bu nedenle, bilim insanlarının onları açıkça görmesi, 50 milyon yıldan daha genç olmaları gerektiğini yani jeolojik zamandaki bir göz bağı olduğunu gösterir.
Watters ve ekibi ayrıca, Lunar Reconnaissance Orbiter (LRO) uydusu verilerine dikkatlice baktılar ve yakın zamanda tedirgin olmuş gibi görünen fayların yakınındaki alanları belirlediler – yakın geçmişte yuvarlanan kayalar ya da heyelanların kanıtı. Ay depremleri hem zaman hem de yerde Ay’ın yüzeyinin hareket etmesi muhtemel olan yerlere kadar izleyerek, bilim insanları Ay’ın henüz ölmediğinden ve gerçekte kendi yüzeylerini ve etkileşimlerini henüz tamamlamadığından her zamankinden daha eminler.