Ay’ın Güneşi gören yüzünde bulunan su Artemis programına ivme kazandırıyor.
Ay’da ilk kez, sadece aşırı soğuk, kalıcı olarak gölgelenen kutup kraterlerinde değil, diğer bölgelerde de su moleküllerinin kesin izleri görüldü. NASA ve Alman uzay ajansı tarafından işletilen havadan Kızılötesi Astronomi için Stratosfer Gözlemevi (SOFIA), Ay’ın güneşli bölgelerinde su (H 2 O) tespit etti ve bu değerli kaynağın gelecekteki astronotlar için daha önce inanılandan daha kolay erişilebilir olabileceğini gösterdi.
Nature Astronomy isimli dergide yayınlanan yeni bir çalışma, Clavius kraterinin çevresindeki su moleküllerinin net spektral (tayfsal) işaretlerini gösteren son kızılötesi gözlemleri özetlemekte. Araştırmacılar, güneş rüzgârının tetiklediği kimyasal reaksiyonların sonucu olarak, mikro göktaşları çarpmalarının oluşturduğu küçük cam boncuklarda kilitlenebilecek veya daha yaygın olarak Ay toprağı ile karışabilecek su olduğunu öne sürdüler.
Diğer bir yeni çalışmada gökbilimciler, Ay’ın yüzeyinin 24 bin km kareden fazlasının, muhtemelen “soğuk tuzaklar” olarak adlandırılan su buzu birikintilerini koruma kapasitesine sahip olabileceği sonucuna varıyorlar. Araştırmacılar, küçük ölçekli yatakların büyük rezervuarlardan yüzlerce ila binlerce kat daha yaygın olduğu sonucuna vardılar.
SOFIA tarafından tespit edilen su miktarı nispeten küçük olsa da, keşif, NASA’nın, nihai uçuşlardan önce Ay’da sürdürülebilir bir insan varlığı oluşturmayı amaçlayan ajansın Artemis programı kapsamında Ay’a gezginleri ve astronotları fırlatma planları için daha fazla bilimsel gerekçe katacak.
2024’teki ilk Artemis görevi, büyük ölçüde kalıcı olarak gölgelenen kutup kraterlerinde buzun varlığını gösteren önceki gözlemler nedeniyle Ay’ın güney kutup bölgesini hedef alıyor. Ancak bu sonuçlar, suyun varlığını doğrudan doğrulamayan spektral izlere dayanıyor. Ay’da suyun varlığı, bir gün astronotların “karada yaşaması”, buzu çıkarması ve onu güneş enerjisi ile parçalayarak sıvı hidrojen ve oksijen şeklinde hava, su ve roket yakıtı üretme olasılığını artırıyor.
NASA Genel Merkezi’nde baş keşif bilimcisi Jacob Bleacher, “Suyun, Ay’ın en karanlık ve en soğuk yerlerinden bazılarında, hiç güneş ışığı görmemiş kraterlerin içinde bulunduğunu biliyoruz. Bu soğuk ve karanlık ortamlara ulaşmak zordur ve uzun süre çalışmak daha da zor olabilir.
Dolayısıyla ulaşılması daha kolay olan su bulmak bizim için gerçekten önemli. Bu, suya sahip ulaşılması daha kolay küçük kraterleri bulmayı veya SOFIA sonuçlarının gösterdiği gibi, bu kraterlerin dışında su bulabileceğimizi içerebilir. Suyun içinde bulunduğu durumu anlamak oldukça önemlidir” dedi.
Ancak küresel olarak ne kadar su bulunabileceği, güneş ışığında veya gölgede olsun, onu çıkarmak için ne tür bir altyapıya ihtiyaç duyulabileceği henüz bilinmiyor. Bleacher, “Soruyu doğrudan cevaplamak zor, bu keşif sonuçta bize belirli bir şey yapmak için yeterli su sağlayacak mı?
İlerleme ve Ay’daki uçucu olayları ve değişken döngüleri anlama sürecinin bir parçası. Öyle olsa bile, bu önemli bir keşif çünkü artık karanlık kraterlerdeki bu yerlerin bazılarının dışında, içine girmesi ve kullanması gerçekten zor olan suyun var olduğunu biliyoruz” dedi.