İki gözlem ekibi K2 18b’nin nemli bir atmosfere sahip olduğuna dair işaretler tespit etti. Bu uzak ötegezegenin soğuk havasında su damlacıkları ve hatta yağmur bulutları olabilir.
10 Eylül’de yayınlanan potansiyel keşfi bildiren makalede araştırmacılar, “Evrenin her yerinde su buharı var ama sıvı su yapmak o kadar kolay değil; doğru basınca ve doğru sıcaklığa ihtiyacınız var. Bu gezegeni özel yapan da bu” diyorlar.
Ötegezegen avlayan Kepler uzay teleskobu, 2015 yılında K2 18b’yi keşfetti. Gezegen, yaklaşık 110 ışık yılı uzaklıktaki loş bir kırmızı cüce yıldızın yörüngesinde ve Dünya’dan daha büyük ve daha ağır: Dünya’nın yarıçapının yaklaşık 2,5 katı ve kütlesinin yaklaşık sekiz katı.
11 Eylül’de Doğa Astronomisi’nde yayınlanan çalışmada K2 18b’nin atmosferinde su buharı tespit eden Londra Üniversitesi’nden bir gökbilimci “Baştan beri bu dünyayı gezegen yapmaz. Ancak, gezegenin yıldızıyla olan uzaklığı, yaşanabilir bir bölgeye, bir gezegenin sıvı suya elverişli sıcaklıklara sahip olabileceği bir yıldızın etrafındaki bölgeye yerleştirir” demekte.
2016 ve 2017 yıllarında, Benneke liderliğindeki bir grup, gezegenin yıldızının önünden geçerken atmosferinin belirtilerini bulmak ve K2 18b’yi araştırmak için Hubble Uzay Teleskobu’nu kullandı. Gezegenin atmosferindeki moleküller yıldız ışığının belirli dalga boylarını emerek astronomları varlıklarına karşı uyardı.
Tsiaras ve meslektaşları bu verilere bir kamu arşivinden erişmiş ve analiz etmek için özel olarak tasarlanmış yazılımlar kullanmıştır. Ekip, gezegenin bir atmosfere sahip olduğunu ve atmosferin, filtre edilmiş yıldız ışığına su buharı moleküllerinin gerçek imzasını attığını tespit etti. Atmosferin ayrıca hidrojen ve helyum içerdiği de belirtildi.
Tsiaras, “Şimdiye dek atmosferinin gözlemlendiği ve su bulduğumuz gezegenler gaz devleri, Jüpiter, Satürn veya Neptün’e benzer gezegenlerdi. K2 18b’nin yaşanabilir bölge, büyüklük ve su atmosferi içindeki konumu ‘şu an sahip olduğumuz yaşam alanı için en iyi aday bu’ anlamına geliyor” dedi.
Benneke ve arkadaşları, işi bir adım daha ileri götürdü ve Spitzer uzay teleskopuyla K2 18b’yi gözlemledi. Hubble, Spitzer ve Kepler gözlemlerinin birleşimi, bulutların gezegenin atmosferinde belirli bir düzeyde oluştuğunu ve diğer seviyelere göre daha fazla yıldız ışığını emdiğini gösteriyor.
Benneke ve arkadaşları gezegenin iklimini simüle ettiklerinde, bulutların yoğunlaştığı bölgenin sıvı suyun oluşması için doğru basınç ve sıcaklığa sahip olabileceğini buldular. Bu, Benneke’ye göre, sıvı su damlacıklarının bulutlardan yoğunlaşıp yağmur yağabileceği anlamına geliyor.
“Bu gezegenin üzerinde sıvı yağmuru olması muhtemeldir. Bu aslında bu verilerden elde edilen en heyecan verici bulgulardan biri” diyor.
Benneke, K2 18b’nin yağmur damlalarının hiçbir zaman sert zemine çarpmayacağını düşünüyor. Bunun yerine, gezegenin kalın atmosferinde, basınç ve sıcaklığın damlacıkların buharlaşacağı kadar büyük olduğu bir noktaya ulaşacaklardı. Sonra su atmosferde tekrar yükselir, bulutların içinde yoğunlaşır ve yağmur yağardı. “Biraz su döngüsü var” diyor.
Diğer ötegezegen uzmanları şüpheci olmaya devam ediyor. MIT’den gökbilimci Sara Seager “Yağmur damlalarının kesin bir kanıtı yok” diyor. “Sağlam ama yine de spekülatif bir ifade.”
Fakat eğer K2 18b’de mevcutsa, sıvı su gezegende herhangi bir şeyin yaşayabileceği anlamına gelmez. Büyüklüğü ötegezegeni Dünya’nın çevresi ile Neptün çevresi arasında bir yere yerleştirir, yani bildiğimiz yaşamın evrimleşebileceği kayalık bir yüzeye sahip olup olmadığı açık değildir. Samanyolu’ndaki çoğu ötegezegen bu boyut aralığındadır, ancak kayalık süper Dünyalar mı, minik mini Neptünler mi yoksa su dünyaları mı olduklarını söylemek zor.
Seager, “Galaksimizdeki en yaygın gezegen türü olan gerçekten gizemli gezegenlerden biri,” diyor Seager. “Ne oldukları hakkında hiçbir fikrimiz yok.” NASA’nın planladığı James Webb Uzay Teleskobu ile gelecekteki gözlemler, K2 18b’nin ne kadar su içerdiğini tespit edebilir ve bu da bileşimini anlamaya yardımcı olabilir.