Güneş Dinamikleri Gözlemevinden (SDO) Güneş Hakkında 10 Şaşırtıcı Keşif
Bu süre içinde SDO en yakın yıldızımızın milyonlarca bilimsel görüntüsünü toplayarak bilim insanlarının çalışmalarına yeni bakış açıları kazandırdı. SDO’nun iç atmosfer, manyetik alan ve enerji çıkışına kadar olan Güneş ölçümleri, en yakın yıldızımızı anlamamıza büyük katkıda bulundu. SDO’nun görüntüleri de ikonik hale geldi – eğer Güneş’te yakın bir aktivite gördüyseniz, muhtemelen bir SDO görüntüsüdür.
SDO’nun uzayda uzun kariyeri, Güneş’in 11 yıllık faaliyet döngüsü olan bir tam güneş döngüsüne tanıklık etti. İşte SDO’nun yıllar içindeki başarılarından bazılarını burada bulacaksınız.
1) Fantastik Parlamalar
SDO, güneş yüzeyinden salınan devasa plazma patlamalarına, birçoğu en yakın yıldızımızın vahşetinin ikonik görüntüleri haline gelen sayısız şaşırtıcı parlamalara tanık oldu. İlk bir buçuk yıl içinde, SDO yaklaşık 200 güneş patlaması gördü ve bu da bilim insanlarının bir model bulmasına yol açtı. İşaret fişekleri diyebileceğimiz bu patlamaların yaklaşık% 15’inin, ilk işaretlemeden dakikalar ila saatler sonra takip eden bir “geç evreli alev” diye tanımladıkları bir fışkırma olduğunu fark ettiler. Bu özel sınıfı inceleyerek, bilim adamları Güneş patlaması olduğunda ne kadar enerji üretildiğini daha iyi anladılar.
2) Güneş Tornadoları
Şubat 2012’de SDO, güneş yüzeyinde garip plazma kasırgaları gösteren görüntüler yakaladı. Daha sonraki gözlemler, plazmayı döndüren manyetik alanların yarattığı bu kasırgaların saatte 300 bin km kadar bir hızla dönebileceğini hesapladılar. Dünya’da kasırgalar saatte sadece 480 km hıza ulaşır.
3) Dev Dalgalar
Güneş yüzeyindeki pıhtılaşan plazma denizi, Güneş’in etrafında saatte yaklaşık 5 milyon km hızla dolaşan dev dalgalar yaratıyor. Onları ilk keşfeden SOHO uzay aracında aynı adı taşıyan bir aygıtla tespitinin ardından EIT (Extreme-ultraviyole Görüntüleme Teleskobu) dalgaları olarak adlandırılan bu dev dalgalar, 2010 yılında SDO tarafından yüksek çözünürlükte görüntülendi. Gözlemler ilk kez dalgaların yüzeyde nasıl hareket ettiğini gösterdi. Bilim insanları bu dalgaların Güneş’in yüzeyinden plazma bulutlarını güneş sistemine yayan koronal kütle atımları tarafından yönlendirildiğinden şüpheleniyorlar.
4) Yanıcı Kuyruklu Yıldızlar
SDO gözlem yaptığı süre içinde Güneş’in önünden iki kuyruklu yıldızının geçmesini izledi. Aralık 2011’de, Lovejoy kuyruklu yıldızı, güneş yüzeyinden 830 bin km yukarıdan geçerken yoğun ısınmaya rağmen hayatta kalmayı başardığını izledi. Diğeri 2013 yılında ISON kuyruklu yıldızıydı. Bu kez kuyruklu yıldız güneşin etkisinden kurtulamadı. Bunun gibi gözlemlerle SDO, bilim insanlarına Güneş’in kuyruklu yıldızlarla nasıl etkileşime girdiği hakkında yeni bilgiler verdi.
5) Küresel Dolaşım
Katı bir yüzeye sahip olmayan Güneş, kaçmaya çalışan çok yüksek, yoğun ısısı ve dönüşü nedeniyle sürekli olarak akar. Orta enlemlerde hareket etmek ‘Meridyensel Dolaşım’ olarak adlandırılan büyük ölçekli dolaşım düzenleridir. SDO’nun gözlemleri, bu dolaşımın başlangıçta bilim insanlarının bildiklerinden çok daha karmaşık olduğunu ve güneş lekesi üretimiyle bağlantılı olduğunu ortaya koydu. Bu dolaşım modelleri, bazen bir yarım kürenin neden diğerinden daha fazla güneş lekesine sahip olabileceğini bile açıklayabilir.
6) Geleceği Tahmin Etmek
Güneş’in malzemesini koronal kütle atımı (CME) olarak dışarı atması ve ayrıca Güneş’in tüm sistemi etkileyen rüzgarları Dünya’nın manyetik ortamıyla etkileşime girdiklerinde, uzay aracı ve astronotlar için tehlikeli olabilecek uzay havasını tetikleyebilirler. SDO’dan gelen verileri kullanarak bilim insanları, Dünya üzerindeki potansiyel etkisini tahmin etmek için güneş sisteminde hareket eden bir CME’nin yolunu modellemeye çalıştılar. Güneş’in uzun süreli gözlemleri, bilim insanlarının Güneş’in ne zaman bir CME’yi serbest bırakabileceğini tahmin etmeye çalışmak için ek öğrenme modelleri oluşturmalarına yardımcı oldu.
7) Koronal Karaltılar
Güneş’in incecik aşırı ısınmış dış atmosferi (korona, renk küre) bazen kararır. Koronal kararmayı inceleyen bilim insanları, uydulara ve astronotlara zarar verebilecek şiddetli uzay hava olaylarının ana itici güçleri olan CME’lerle bağlantılı olduklarını keşfettiler. Güneş araştırmacıları, SDO ile gözlenen çok sayıda olayın istatistiksel analizini kullanarak, en tehlikeli tür olan Dünya’ya yönelik CME’lerin kütlesini ve hızını hesapladılar. Koronal karaltıyı CME’lerin boyutuna bağlayarak, bilim adamları, CME’lerini doğrudan ölçmek için çok uzak olan diğer yıldızların etrafındaki uzay hava etkilerini incelemeyi umuyorlar.
8) Güneş Çevriminin Ölümü ve Doğumu
On yıl süren gözlemlerle SDO şimdi neredeyse tam bir 11 yıllık güneş çevrimi izlemiş oldu. 24. Güneş Çevriminin başlangıcından itibaren, SDO, Güneş aktivitesinin maksimuma yükseldiğini ve ardından devam eden döngünün minimuma düştüğünü izledi. Bu gözlemler, bilim insanlarının bir güneş çevriminin düşüşünü ve bir sonraki çevrimin başlangıcını işaret eden verileri anlamalarına yardımcı olacaktır.
9) Kutupsal Koronal Delikler
Bazen Güneş’in koronal yüzeyinde ekstrem ultraviyole ışınımın (EUV) düşük olduğu koronal delikler olarak adlandırılan büyük karanlık lekeler görülür. Güneş’in manyetik alanına bağlı olarak, delikler güneş çevrimini takip ederek güneş aktivitesi maksimum olduğunda artar minimum olduğunda azalır.. Güneşin üstünde ve altında oluştuklarında kutupsal koronal delikler olarak adlandırılırlar ve SDO bilim insanları, Güneş’in manyetik alanının ne zaman tersine döndüğünü belirlemek için bunların kaybolmalarını kullanabilirler – Güneş etkinliğinin maksimum dönemine ulaştığının önemli bir göstergesi.
10) Yeni Manyetik Patlamalar
On yılın sonunda Aralık 2019’daki, SDO gözlemleri bilim insanlarının yepyeni bir manyetik patlama türü keşfetmesini sağladı . Bu özel tip – kendiliğinden oluşan manyetik yenilenen bağlantı – spontaneous magnetic reconnection (daha önce gözlemlenen daha genel manyetik yeniden bağlanma formlarına karşı) – onlarca yıllık bir teoriyi doğrulamaya yardımcı oldu. Ayrıca bilim insanlarının güneş atmosferinin neden bu kadar sıcak olduğunu anlamalarına, uzay havasını daha iyi tahmin etmelerine ve kontrollü füzyon ve laboratuvar plazma deneylerinde atılımlara neden olacaktır.
SDO’daki tüm cihazlar hala iyi durumda ve Gözlemevinin en az on yıl daha çalışmaya devam etme potansiyeli olduğu düşünülüyor..
10. yılında SDO’ya yeni bir ortak ESA-NASA misyonu olan Güneş Yörünge Aracı (Solar Orbiter) eşlik edecek. Eğimli bir yörüngedeki bu araç, SDO’nun sınırlı kapsama alanına sahip olduğu kutup bölgelerini gözleyebilecek. Güneş Yörünge Aracı ayrıca, Güneş’in görünür yüzeyinin altındaki yapıların 3D görüntülerini oluşturmak için iki misyonun birlikte çalışmasına izin verecek tamamlayıcı araçlara sahip olduğundan önümüzdeki yıllarda bilim insanlarının güneş aktivitesini daha iyi anlamalarını sağlayacak.