Ana Sayfa Galaksiler JWST Galaksilerin Nasıl Geliştiğini Gösteriyor…

JWST Galaksilerin Nasıl Geliştiğini Gösteriyor…

338
0
JWST Galaksilerin Nasıl Geliştiğini Gösteriyor…

JWST TELESKOPU EVRENİN DERİNLİĞİNİ VE GENİŞLİĞİNİ GÖZLÜYOR

James Webb Uzay Teleskobundan (JWST) alınan yeni bir derin alan görüntüsü, galaksilerin erken evrende nasıl geliştiğini gösteriyor.

Kuzey ekliptik kutbunun görüntüsü, uzak galaksilerle noktalı, sarmal ve eliptik siyah alanı gösteriyor
Kuzey Ekliptik Kutbu, güneş sisteminin düzlemine dik bir gökyüzü bölgesidir. Bu nedenle, gezegenler arası tozdan nispeten arınmış, uzak galaksiler için net bir görüş sunar. 

İkonik HST (Hubble Uzay Teleskopu) Derin Alanını anımsatan gökyüzünün “boş” bir bölgesinde, JWST ‘den  alınan bu derin görüntü, binlerce gökadayı gözler önüne seriyor. Bunlardan bazıları Büyük Patlamadan sadece 300 milyon yıl kadar sonra var oldu.

Iconic Images | HubbleSite

HST tarafından elde edilen ikonik derin alan uzay görüntüsü.

Gökbilimcilerden oluşan uluslararası bir ekip PEARLS Projesi (Reionization ve Lensing için Prime Extragalactic Areas), çatısı altında JWST ‘ yi kullanarak uzak evrendekine benzer bir dizi geniş alan görüntülerini topluyor.

Ekip ayrıca bunun gibi “boş” alanlara ek olarak, uzak kuasarlara, gökada kümelerinin ilk biçimlerine ve ayrıca arkalarındaki evreni kütle çekimsel (Lensing) olarak mercekleyen ve büyüten nispeten yakın gökada kümelerine odaklanacaklar.

Alınan görüntüde gösterilen “boş alan”, PEARLS ekibi tarafından ilk çalışılan alanlardan biridir. Görüntüyü almak için JWST, Kuzey Ekliptik Kutbu çevresinde konumlanan Ejderha takımyıldızı (Draco) yönünü işaret etti.

Bu bölgeye yönelmenin birkaç avantajı vardır: Birincisi, güneş sisteminin tozla dolu düzleminin dışındadır ve bu nedenle uzak evreni daha net bir şekilde görmemizi sağlar. İkincisi, ön planda, ışığın geldiği yolda yıldız olmamasına yardımcı olur.

Her biri yalnızca 30 saniye kadar süren görüntü pozlamalarında bile JWST, galaksileri ve yıldızları 29. kadire kadar sönük, yani Dünya’daki en karanlık gökyüzünün doğal parıltısından 600 kat daha sönük olanları bile algılar.

Lagrange Points and The James Webb Space Telescope – Onward Science

Lagrange Noktaları ve JWST.

Daha da önemlisi, bu alan JWST tarafından L 2 Dünya-Güneş Lagrange noktasında her zaman görülebilir, yani teleskop bu alanı tekrar tekrar görüntüleyebilir.

Arizona Üniversitesi’nden Rogier Windhorst, “Bu benzersiz alan, JWST ile yılda 365 gün gözlemlenebilir olacak şekilde tasarlandı, bu nedenle, kapsadığı alan ve ulaşılan derinlik zamanla daha iyi hale gelebilir” diyor.

Bilgeliğin İncileri

Yukarıdaki Kuzey Ekliptik Kutbu görüntüsü, zaman içinde bir araya gelen gökadaları gösteriyor: gelgit kuyrukları çarpışan gökadaların etrafında dönüyor, ayrı ayrı küresel kümeler eliptik gökadaları çevreliyor ve araştırıcıların bildirdiğine göre yıldız oluşum düğümleri spiraller halinde görülebiliyor.

Gökbilimciler Gökada Topluluğu çalışmalarının bir parçası olarak, herhangi bir büyüklükte kaç gökadanın parladığını belirlemek için sahadaki gökadaları saydılar.

Buldukları şey, önceki çalışmayla çok iyi uyuşuyordu. Örneğin; parlak olanlardan daha sönük gökadalar vardı. Ancak sayıları, teleskopların daha önce gördüğünden altı kat daha sönük gökadaları içeriyordu.

Ayrıca, uzayda daha uzağa ve zamanda daha geriye baktıkça, galaksilerin modern evrendeki mavi, sarmal şekilli galaksilerden uzak geçmişte daha kırmızı, daha tozlu galaksilere doğru yavaş yavaş geriye dönüştüğünü de keşfettiler.

JWST, gökyüzünün Kuzey Ekliptik Kutbu olarak bilinen bir bölgesini içeren, kozmosun ilk orta-derin geniş alan görüntülerinden birini yakaladı.

Şimdiye kadar görüntülenen alanlarla birlikte ekip, dağınık ışığın miktarını da tahmin etti. Yani galaksilerden veya yıldızlardan gelen değil, genel olarak evrenden gelen ışığı.

Ekipten Rosalia O’Brien, “Yıldızların ve galaksilerin önünde ve arkasında ölçtüğüm dağınık ışık, evrenin tarihini kodlayan kozmolojik bir öneme sahip. Olası dağınık bir ışık kaynağı, galaksi etkileşimlerinde ortaya çıkan uzun ömürlü yıldızların gelgit kuyruklarıdır” diyor.

Astronomlar ayrıca, dağınık ışıkla ilgili çalışmanın, bu ışığın nereden geldiğine dair kesin sonuçlara varmadan önce çok daha fazla JWST gözlemi ve bu gözlemlerin kalibrasyonunun daha iyi anlaşılmasının gerektireceğini vurguluyor.

Önceki İçerikYeni Yılda Gökbilim Hediyeleri…
Sonraki İçerikUyanan Güneş…