Gökbilimciler ‘Görünmez’ Yıldızları Keşfediyorlar Ama Biz Onları Hiç Göremiyoruz.
Varşova Üniversitesinden gökbilimci Wyukasz Wyrzykowski, “Tek bir nesneden kaynaklanan tek bir lensiniz varsa, parlaklıkta sadece küçük, sabit bir artış olur ve daha sonra lens uzak kaynağın önünden geçer ve sonra uzaklaşırken yıldız ışığında yumuşak bir düşüş olur. Bu gözlemizde, yıldız parlaklığı sadece pürüzsüz olmaktan ziyade keskin bir şekilde düşmekle kalmadı, aynı zamanda birkaç hafta sonra tekrar aydınlandı, bu çok sıra dışı durumdu. 500 günlük gözlem boyunca, beş kez parladığını ve azaldığını gördük” dedi.
Bu, kütle çekimsel mikrolens olarak bilinen şeyi üreten ikili yıldız sistemiydi; bir ön plan nesnesinin kütle çekimi, zamanın bükülmesine ve arkasındaki cismin büyük görülmesine neden olduğunda ortaya çıkan Einstein tarafından öngörülen bir etkiydi. Daha büyük ölçeklerde bu olay uzak nesneleri incelememize olanak sağlar, ancak daha küçük lensler de yararlı olabilir. Gaia16aye durumunda, mikrolens yüksek büyütme bölgelerinden oluşan karmaşık bir ağdı. Bu bölgeler tarafından aktarılan arka plan kaynakları hızla aydınlanıp, ardından bölge ilerledikçe hemen yeniden kararıyordu. Gaia16aye mikrolens etkinliğinde bu desenlerin dikkatli bir şekilde incelenmesi, 2MASS19400112 + 3007533 katalog numaralı bir çift yıldız sistemini ortaya çıkardı; Güneş’in kütlesinin % 57’si ve % 36’sı büyüklüğünde iki kırmızı cüce yıldızdı.
2.88 Dünya yılına karşılık gelen ağırlık merkezleri yörüngesinde dönüyorlardı. Gökbilimci Przemek Mröz, “Bu ikili sistemi hiç görmüyoruz, ancak sadece arka plan yıldızında merceklenme olarak hareket ederek yarattığı etkileri görmemiz deneniyle ilgili her şeyi anlayabildik. Sistemin dönme dönemini, bileşenlerinin kütlelerini, ayrılmalarını, yörüngelerinin şeklini – temelde her şeyi – ikili bileşenlerin ışığını görmeden belirleyebiliriz” dedi.
Ekip, bu tekniklerin, Gaia verilerindeki yıldızları parlatmak ve karartmak isteyen otomatik aracın amaçlarından biri olan, yalnız yıldız kütleli kara delikleri bulmalarına yardımcı olacağını umuyor. Şu anda, bu kara deliklerden birkaç düzine biliyoruz. Onları, bir yıldız üzerinden aktif olarak atıştırma yaptıkları veya normal bir yıldıza sahip ikili bir çiftte oldukları gibi, etraflarındaki boşluktaki şeylerle etkileşime girdiklerinde tespit edebiliyoruz.
Bununla birlikte, bugüne kadar, yalnız kurt olarak uykuda olan kara delikleri belirlemek hayli zordur. Ancak, Güneş’in kütlesinden daha düşük görünmez kırmızı cüce yıldızları bulabilirsek; bu teknikle genellikle Güneş kütlesinin yaklaşık beş katı daha az bir limite sahip olduğu kabul edilen yıldız kütleli kara delikleri böylece ortaya çıkarabiliriz. Wyrzykowski, “Bizim yöntemimiz görünmez olanı görmemizi sağlıyor. Sanırım bu yıl böylesi kara delikleri ilk kez keşfedeceğiz. Ben iyimserim” dedi.