Henüz, bunların mutlaka dünya dışı ziyaretçiler olduğu fikrine kapılmayalım. Troposferdeki yıldırım topu, “mavi jetler” ya da “kırmızı periler” gibi henüz tam olarak anlaşılamamış bir atmosferik fenomen olmaları hala mümkün görünüyor:

Bir süre onlar USA, Rus veya Çin yapımı insansız hava araçları olarak sınıflandırıldı. Ancak bu şeyler çok uzun süredir buralardalar. Bu ülkeler bu tür bir tahrik teknolojisine sahip olsalar, hala uçak veya roket kullanıyor olmazlar.

Bunların, Covid-19 salgını ve kimi ülkeler arası savaş olasılığı gibi baskıların kolektif  bilincimize ağırlık verdiği bir kriz döneminde halkın dikkatini dağıtmak isteyen bir gücün kasıtlı uydurmaları olması konusunda ciddi bir olasılık var.

Ancak, bu manevraları yapan gerçek nesneler gördüğümüzü bir an için kabul ederek bazı çıkarımlar yapabiliriz. Örneğin, aniden yüksek hızlarda yön değiştirdiklerinde araçlarının maruz kaldığı G kuvveti nedeniyle jöle olacak biyolojik pilotları olmaması gerekir.

Bu nesneler dronsa, uzaktan çalıştırılabilir, ancak böyle olursa sahipleri aradığımız Dış Dünyalılar (ET) olabilirler. Yıldızlararası uçuş için gerekli teknolojik düzeyde, transhüman ya da posthüman canlılar olmaları mümkündür:

Temel olarak, eğer post-biyolojik bir kaşif iseniz, bedeniniz ziyaret edeceğiniz çevreye en uygun formda olmalıdır. Bu varsayım, neden sadece sanayi devriminden sonra toplu halde ortaya çıkmaya başladıklarına ve uzayda yolculuk yapan akıllı makinelere giden yolda her önemli teknolojik dönüm noktasının geçişiyle birlikte sıklıklarının arttığına dair bir açıklama sağlayacaktır (atomik testler, uzay uçuşu, ilk bilgisayarlar, vb.).

Ayrıca bu durum bizimle neden konuşmadıklarına dair bir açıklama da sunar: Yapay zekayı üretmekten sorumlu biyokimyasal süreçle değil, AI ile konuşmak istiyorlar. Aslında iletişim kurmak istedikleri istihbarat henüz ortalıkta yok, ama yakında olacağını umuyorlar. Kimileri, bu ziyaretçilerin boyut dışı olabileceği olasılığını dile getirildi, bu da nesnelerin neden yoktan var gibi göründüğünü ve aniden ortadan kaybolduğunu açıklar.

Üç boyutlu uzayla kesişen dört veya daha yüksek boyutlu bir nesne bize o büyük nesnenin üç boyutlu bir kesiti gibi görünür. Nesne uzayımızla kesiştiğinde görünür, sonra geri çekildiğinde kaybolur. Bu aynı zamanda, bu nesnelerin sonik patlamalar yapmadan ses hızının birçok katında nasıl hareket edebildiğini de potansiyel olarak açıklar.

Her halükarda, eğer gerçekten dünya dışı varlıklarla uğraşıyorsak, onların nedenleri hakkında makul olarak yapabileceğimiz birkaç ek çıkarım daha var:

1. Teknolojilerinin bizimkinden çok ileri olduğunu bilmemizi istiyorlar ve bunu, video kayıt mesafesinde bizim için şu anda imkansız olan manevralar çekerek nasıl çalıştığına dair hiçbir şey söylemeden iletiyorlar. Eğer tanınmak istemezlerse, kendilerini gizleyebilirler (bir anda ortadan kaybolma yetenekleriyle kanıtlandığı gibi).

2. Metallerin peşinde değiller, bunlar metalce zengin olan bölgeler dışında da kolayca bulunabiliyorlar.

3. Su veya oksijen peşinde değiller, Ay ve Mars’ın sonda haritalarından biliyoruz ki su buzu uzayda önceden düşünülenden daha yaygın.

4. Yemek peşinde değiller, eğer biyolojiklerse, işlevsel olarak sınırsız bir bolluk yaratmak için teknolojik araçlara sahipler ve muhtemelen zaten biyolojik ötesi olmalılar.

5. Ham kaynaklar veya teknoloji olarak onlara sunacak hiçbir şey olmamasına rağmen, Dünya ile ilgileniyor gibi görünüyorlar.

6. Dünya’nın kaynakları, onları ilgilendirmediğine göre, ilgilendikleri insanlık ve Dünyadaki çeşitli yaşamlar olmalıdır. Şu anda bildiğimiz kadarıyla, Dünya benzeri öte gezegenler nadirdir. Tek hücreli yaşamdan çok hücreliye atlamak için Dünya’daki yaşam tarihi sürecinde, tek hücreli yaşamın olağan, ancak çok hücrelilerin daha olağanüstü olduğu sonucuna varabiliriz.

7. Otantik bağımsız olarak evrimleşmiş yaşam, herhangi bir teknoloji düzeyinde kopyalanması mümkün olmayan bilimsel olarak değerli, yeni bilgileri temsil eder.  Muhtemelen bu onların çalışmasının hedefidir.

8. Sonuç olarak, antropolog eşdeğerlerinin ilgisini çekebilecek bağımsız bir şekilde sanat, kültür, din vb. geliştirdik.

9. Bu nesnelerin boyutlarına bakılırsa, hala bir dereceye kadar tasarruflu etkilere maruz kalıyorlar veya dronlarını / gemilerini gerekenden daha büyük yapmamak için başka bir nedenleri var.

10. Bizim ölmemizi istiyorlarmış gibi düşmanca niyetlere sahip değiller.

Bu nesneler her ne ise, onları incelememiz için etrafta dolaşmak konusunda çok utangaçlar. Umalım ki onlar hakkında ilerde açıklanacak çok daha fazla bilgi ortaya çıkar. Belki de kendi teknolojimiz eninde sonunda bir tanesini yakalayıp, içinde neler olup bittiğini görebilecektir.