Satürn halkalarını bilim adamlarının beklediğinden çok daha hızlı bir şekilde resmen kaybediyor.
Ne yazık ki bu doğru, Satürn halkalarını kaybediyor! Ve epeyce hızlı. Hatta Bilim insanlarının düşündüğünden bile daha hızlı. Şu anda, Satürn’de saniyede 10 bin kilo halka yağmur olmuş yağıyor. Örneğin: Olimpik bir havuzu yarım saatte dolduracak kadar hızlı bir şekilde.
Bu yağmur aslında Satürn’ün halkalarının parçalanmış kalıntılarıdır. Satürn’ün halkaları çoğunlukla buz ve kaya parçalarından oluşur. Gerek Güneş’in UV ışınımı ile gerek meteorlarla sürekli bombardıman altındadırlar. Bu çarpışmalar gerçekleştiğinde, buzlu parçacıklar buharlaşarak Satürn’ün manyetik alanıyla etkileşime giren yüklü su molekülleri oluşturur; Sonunda, atmosferde yandıkları yer olan Satürn’e düşerler.
NASA’nın Voyager misyonu, Satürn’ün manyetik alanlarına yakaladığı halka yağmurunu gizemli karanlık bantlar olarak ilk fark ettiği 1980’lerden bu yana halka yağmuru biliniyordu. O zaman araştırmacılar halkaların 300 milyon yıl içinde tamamen boşalacaklarını tahmin ettiler. Ancak NASA’nın eski Cassini uzay aracı tarafından yapılan gözlemler daha karanlık bir teşhis koyuyor. 2017’de Satürn’e dalarak ölmeden önce Cassini, Satürn ekvatorundaki halka-toz yağmuru miktarına çok daha iyi tespit etmeyi başardı.
Ve daha önce düşünülenden daha ağır halka yağmuru yağdığını keşfetti. Bu net gözlemlerle bilim adamları, halkaların sadece 100 milyon yıl yaşayabildiğini hesapladı. Şimdi düşünün, halkasız bir Satürn hayal etmek ne kadar zor. Satürn ilk kez 4.5 MİLYAR yıl önce oluşurken, Dünya kadar çıplaktı. Çalışmalar halkaların sadece 100- 200 milyon yıllık olduğunu gösteriyor . Yani bazı dinozorlardan daha gençtirler.Öyleyse, düşündüğünüz zaman, bu muhteşem halkaları görebildiğimiz için çok şanslıyız. Çünkü bu halkaları inceleme çabaları bizi diğer keşiflere götürdü.
Örneğin, Cassini Satürn’ün ayı Enceladus’u araştırırken, Satürn’ün E halkasına geri dönen bir buz ve gaz izi ortaya çıkardı. Enceladus güneş sistemimizdeki en beyaz, en yansıtıcı aydır. Peki halkalarda başka hangi keşiflerin saklandığını kim bilebilir? En azından, hala yerli yerinde duruyorken bakmaya devam etmemiz gerektiği çok açık.