Öte Gezegen Keşif Aracıyla 5 Yılda 8 Keşif. TESS Bizlere Dans Eden Yıldızları ve Yıldız Parçalayan Bir Kara Deliği Gösteriyor
Bu gökyüzü mozaiği TESS’in (Transiting Exoplanet Survey Satellite) görüntülerinden oluşturuldu. Öne çıkan özellikleri arasında galaksimizin parlak merkezi düzlemini temsil eden bir yay olan samanyolu ve sırasıyla 160 bin ve 200 bin ışık yılı uzaklıkta bulunan uydu galaksilerimiz olan Büyük ve Küçük Macellan Bulutları yer alır. Kuzey gökyüzünde 2.5 milyon ışık yılı uzaklıktaki en yakın büyük sarmal gökada olan Andromeda gökadasını (M 31) küçük dikdörtgen şeklinde bulabilirsiniz. Siyah bölgeler TESS’in görüntülemediği gökyüzü bölgeleridir.
TESS, 18 Nisan 2018’de fırlatılmıştı. Güneş sistemimizin ötesindeki gezegenleri aramak ve üç yıl sonra fırlatılan JWST (James Webb Uzay Teleskobu) için dünyaları keşfetmek ve her seferinde bir yarım küre olmak üzere gökyüzünün kesitlerini görüntülemek üzere tasarlandı. Tüm görüntüleri bir araya getirdiğimizde, Dünya’nın gökyüzüne harika bir bakışını elde ederiz!
TESS, uzayda geçirdiği beş yılda 326 gezegen ve 4 bin üç yüzden fazla gezegen adayı keşfetti. Yol boyunca uzay aracı, bir kara deliğin yıldızı yutmasını izlemek ve uzayda dans eden altı yıldız görmek de dahil olmak üzere çok sayıda başka nesne gözlemledi. TESS’in diğer bazı dikkate değer sonuçları:
Uzaydaki ilk beş yılında TESS dış gezegenler keşfetti ve JWST tarafından daha fazla keşfedilecek dünyaları belirledi.
1. TESS’in ilk keşfi Pi Mensae c adlı bir öte gezegendi. Dünya’dan yaklaşık 60 ışık yılı uzaklıkta ve Güney Yarıkürede çıplak gözle görülebilen Pi Mensae yıldızının yörüngesinde dönen bir dünya. Bu keşifle yeni bir gezegen avcılığı çağı başlamış oldu.
2. Gezegenleri incelemek genellikle yıldızları da öğrenmeye yardımcıdır. TESS ve SST’den (Spitzer Space Telescope) alınan veriler, gezegenlerin nasıl oluştuğunu, geliştiğini ve aktif yıldızlarla etkileşime girdiğini incelemek için benzersiz bir yol sağlayarak, bilim insanlarının genç, parlayan yıldız AU Mic’in etrafındaki bir gezegeni tespit etmesine yardımcı oldu.
Dünya’dan yaklaşık 32 ışık yılı mesafede bulunan AU Microscopii, gökbilimciler tarafından şimdiye kadar gözlemlenen en genç gezegen sistemlerinden biri ve yıldızı şiddetli öfke nöbetleri geçiriyor. Bu şeytani genç sistem, AU Mic b gezegenini hayaletimsi bir toz diskinin içinde tutsak ediyor ve ölümcül X-ışınları ve diğer radyasyon patlamalarıyla ona durmaksızın eziyet ederek her türlü yaşam şansını engelliyor. Bu sistemin yıldız öfkesinden kaçışı yok.
3. TESS, öte gezegenleri kendi başına bulmanın yanı sıra, JWST için bir yol bulucu görevi de görüyor. TESS, kayalık dünya LHS 3844b’yi keşfetti, ancak JWST bize onun bileşimi hakkında daha fazla bilgi verecektir. Teleskoplarımız, tıpkı bilim insanları gibi birlikte çalışır.
4. TESS bir gezegen avcısı olsa da kara delikleri incelememize de yardımcı olur! 2019’da TESS, bir yıldızı parçalayan bir kara delik olarak da bilinen bir ”gelgit kesintisi olayı” gördü.
5. 2020’de TESS, yıldızının yaşanabilir bölgesinde, yani bir gezegenin yüzeyinde sıvı suyun bulunabileceği bir yıldızdan olan uzaklıkta, Dünya büyüklüğündeki ilk öte gezegenini keşfetti. Bu yılın başlarında sistemde ikinci bir kayalık gezegen de keşfedildi.
Burada TOI 700 yıldızının yörüngesinde dönen öte gezegenlerin 2 yaşanabilir bölge, 1.muhafazakar bir yaşanabilir bölge ve 2. iyimser bir yaşanabilir bölge içinde hareket ettiğini görebilirsiniz. Gezegen D, muhafazakar yaşanabilir bölgenin içinde dönerken, gezegen E, bir gezegenin tarihinde herhangi bir noktada sıvı yüzey suyunun bulunabileceği bir yıldızdan itibaren mesafeler aralığı olan iyimser bir yaşanabilir bölge içinde hareket eder.
6. Gökbilimciler, tüm yıldızların tutulduğu altı yıldızlı bir sistemi bulmak için TESS’i kullandılar. Üç çift yıldız birbirinin yörüngesinde döner ve sırayla çiftler, Eridanus takımyıldızında bin 900 ışık yılı uzaklıkta kozmik bir balo salonunda ayrıntılı bir çekim kuvveti nedeniyle dans ederler.
7. TESS sayesinde, Delta Scuti yıldızlarının kendi davulcularının ritmine göre nabızlarını tuttuğu öğrenildi. Çoğu rastgele salınıyor gibi görünüyor, ancak artık HD 31901’in 55 titreşim modelini birleştiren bir vuruş verdiği biliniyor.
Bir yıldızın içinde sıçrayan ses dalgaları, yıldızın genişlemesine ve büzülmesine neden olur, bu da algılanabilir parlaklık değişikleriyle sonuçlanır. Bu animasyon, yıldızın çekirdeği ile yüzeyi arasında hareket eden dalgalar (mavi oklar) tarafından yönlendirilen ve dikine mod olarak adlandırılan bir tür Delta Scuti titreşimini tasvir ediyor. Gerçekte, bir yıldız bilim insanlarının yıldızın içini öğrenmesini sağlayan karmaşık desenler yaratarak bir çok farklı modda titreşebilir.
8. Sonuncusu saat gibi parlayan bir galaksi! TESS ve Swift Teleskopu ile gökbilimciler şimdiye kadarki en öngörülebilir ve sıklıkla alevlenen aktif bir galaksiyi belirlediler. 570 milyon ışık yılı uzaklıkta bulunan ASASSN-14ko, her 114 günde bir kez parlıyor!