Samanyolu’nun sonu.
Romalılar bizim Samanyolu dediğimiz Galaksimize “süt yolu” ismini vermişlerdi. Gerçekten de baktığınızda gökyüzündeki bulanık beyaz puslu zeminden, benek benek karanlığa dökülen taze, parlak süt dökülmüş bir yolu andırır. Yunan efsaneleri, Tanrıça Hera’nın bebek Herakles’i emzirirken, bugün gördüğümüz galaksilerin dizisi haline gelen sütünün damla damla döküldüğünü anlatır. Galaksimizin bu görüntüsü (hatta Yunanca’da “gala” kelimesi bile süt anlamına gelir) insanlığın varlığından beri devam etmiştir.
Gökyüzündeki bu aydınlık şeritin, derin uzayı gözlerken düz mü spiral mi olduğunu anlamaya çalıştığımız, yüz binlerce yıldır tanıdığımız ev galaksimizin belli bir görüntüsü olsa da yine de, evrende hiçbir şey sonsuza dek sürmez. Aysız gecelerde Andromeda galaksisi çıplak gözle görülebilecek kadar parlak, tanıdık bir sarmal yapıya sahip Süt Yolu’nun kardeş galaksisidir. Trilyonlarca yıldız barındırır.
1700’lerde ilk tespit edildiğinde bir bulutsu olduğu düşünüldü. Kendimizden ayrı bu yıldız havuzu “ada evreni” olarak tanımlanmıştı. Şimdi bunun yerel grubumuzun en büyük galaksisi olduğunu biliyoruz, bunu Samanyolu ve Üçlü Galaksi takip ediyor. Gelecek birkaç milyar yıl içinde çarpışmaya ayarlanmış olan bu üç müstakbel ceset, sonsuza dek Samanyolu’nun bilinen imajını silerken, onu görecek kadar şanslı olan herkes için gerçekten büyüleyici bir gösteri yaratacak.
Andromeda 2,5 milyon ışık yılı uzaklıkta olmasına rağmen, saatte 400.000 km hızla bize doğru geliyor. Yerel grubumuzdaki diğer tüm galaksiler hızlanmaya, evren genişlemeye devam ederken, bu iki galaksinin yakınlarını çekmelerine neden oldu. Bu fenomen ilk kez 1900’lerde, bir bilim insanının gezegenimize Andromeda’dan gelen hafif dalgalar tespit ettiğinde fark edildi. Nesneler uzaklaştığında ışık dalgaları uzar, gerilir ve kırmızıya kayar. Ancak Andromeda’dan gelen ışık dalgaları maviye kayıyordu, bu da galaksinin yaklaşması anlamına geliyordu.
Andromeda’nın bize doğru geldiğini yüzyıldan fazla bir süredir bilmemize rağmen, çarpışmanın gerçekleşip gerçekleşmeyeceği her zaman belli değildi. Bunun nedeni, düz bir çizgide hareket etmek yerine, Andromeda’nın bir miktar yanal hıza sahip olması, Samanyolu’dan başka bir tarafa sapabileceği ve asla bizimle çarpışmayacağı anlamına gelir.
Uzak nesnelerin yanal hareketlerini ayırt etmek inanılmaz derecede zordur, bazen kesin hesap yüzlerce yıl alır. Gökbilimciler, Andromeda’nın arka plan yıldızlarına göre konumunu eşleştirmeye yardımcı olabilecek çok ayrıntılı teleskoplar kullanmak zorunda kaldı. Bu çok duyarlı hassas gözlemler sonucu Andromeda’nın Samanyolu’ndan kaçmak için yeterli yanal hıza sahip olmadığı sonucuna vardılar.
Öyleyse, şu anda çıplak gözle beyaz bir leke gibi gördüğümüz, Andromeda yaklaşırken görüntüsü büyümeye devam edecek ve 3.75 milyar yıl sonra gece gökyüzünün yarısını dolduracak. Samanyolu’muza çarpacak, galaksilerin etrafındaki karanlık alan, gelgit kuyrukları olarak bilinen ışık ve gaz hüzmeleri ile dolacak ve renkli bir ışık cümbüşü gösterime girecek.
Üçgen Gökadası, diğer ikisinden daha küçük olmasına rağmen, çarpışmaya katılacak. Andromeda’dan önce Samanyolu’na çarpabilme olasılığına rağmen, bizimle tam olarak birleşip birleşmeyeceği henüz bilinmiyor.
Bu galaksimizin sonu anlamına mı geliyor?
Bir şekilde evet. Üç gökada arasındaki çarpışma Andromeda’nın ve Samanyolu’nun düz, spiral şekillerini kalıcı olarak bozacaktır. 6 milyar yıl içinde birleştiklerinde, şimdikilerin yerine yepyeni takımyıldızlar ve kırmızımsı renkli eliptik şekilli bir galaksi oluşacak. Birçok yıldız daha büyük yörüngelere sahip olacak veya tamamen yeni galaksiden atılacak. Aynı zamanda kimileri Andromeda’nın çekirdeğindeki kara delikle etkileşime girdikten sonra kendilerini galaksiler arası uzayda bulabilecek güneşimiz için de bu durum geçerli olabilir. Ancak, güneşin hayatta kalması ve güneş sistemimizin aslında galaksimizi aşması muhtemeldir.
Gökadalar çoğunlukla boş alan olduğundan, yıldızlar arasındaki çarpışmaların olasılığı düşüktür. Yıldızlar arasındaki ortalama mesafe her zaman yıldızın boyutundan daha büyüktür. Örneğin, Güneş sistemimizin Neptün’ün yörüngesine giren bir yıldız tarafından bozulma olasılığı vardır, ancak şansı çok küçüktür – sadece 10 milyonda 1. Hem Samanyolu hem de Andromeda gökadalarının merkezindeki kara delikler birleşecek ve kısaca, her iki gökadadaki gaz rezervlerinin ne kadarını kullandıklarına bağlı olarak kara delikler tarafından sürülen kuasar – aydınlık, güçlü nesneler yaratabilecektir.
Aşağıdaki resimler Andromeda’nın nasıl göründüğü ile başlıyor ve Samanyolu’na yaklaştıkça gece gökyüzünü nasıl değiştireceğini gösteriyor,
5 milyar yıl sonra, güneşin kırmızı bir deve dönüşeceğini ve Dünyayı tüketeceğini not edelim. Biraz komik bir kader gibi görünüyor. Yaşamın oluşumunda büyük rol oynayan yıldızımız, hayatta kalmamıza da engel olacaktır. Sonrasında güneş, okyanuslarımızı kaynatıp gezegenimizi yaşanamaz kılacak kadar sıcak bir yer yapacak, yani o zamanlar bu galaktik şovu izleyen her kimse, şimdiki gibi bir Dünya’dan bunu yapamayacak.