Dış Güneş Sistemi, genel olarak, biraz gizemli bir yerdir. Çok uzaktadır ve epeyce karanlıktır ve içindeki nesneler çokça küçüktür. Bu yüzden Neptün’ün yörüngesinin ötesinde neler olup bittiğini görmek oldukça zordur. Küçük buzlu cisimlerden oluşan Kuiper Kuşağı ve daha ilerde çok daha uzak mesafelerde bulunan Oort Bulutu ile uzayın bu bölgesinin mimarisi hakkında genel bir fikir sahibiyiz. Ancak ayrıntıların detayına inmek daha zordur.
Ağustos 2013 ile Ocak 2019 arasında yürütülen Karanlık Enerji Araştırması (DES) sayesinde beklenmedik bir kaynaktan daha fazla bilgi alınmaya başlandı: Karanlık enerjiden etkilendiği düşünülen Evrenin genişleme ivmesini hesaplamaya çalışmak için süpernova ve galaksi kümeleri gibi nesneleri inceleyerek birkaç yüz gece boyunca kızılötesi ve yakın kızılötesi dalga boyunda güney gökyüzü gözlendi.
Araştırmanın derinliği, genişliği ve kesinliği, Güneş’ten yaklaşık 30 Astronomik Birim (1 AB= 150 milyon km) uzaklıktaki Neptün’ün yörüngesinin ötesinde, dış Güneş Sistemi’ndeki nesneleri de tanımlamak için çok iyi çıktı. Bu yılın başlarında, gökbilimciler ekibi, DES verilerinde dış Güneş Sistemi’nde önceden bilinmeyen 461 nesne keşfettiklerini açıkladılar.
Bernstein ve Pennsylvania Üniversitesi gökbilimcisi Pedro Bernardinelli tarafından tespit edilen bu nesnelerden biri, C/2014 UN 271 (Bernardinelli-Bernstein) idi. Şimdi, onlar ve ekibi yeni bir çalışmada kuyruklu yıldızı daha ayrıntılı olarak tanımladılar.
Araştırmacıların dediğine göre: “C/2014 UN 271’in (Bernardinelli-Bernstein), Oort Bulutundan fırlamasından bu yana Güneş’e 18 AB’den daha yakın konumda olduğu ve bir önceki yaklaşımı için hiçbir kanıt olmadığı göz önüne alındığında bunun ‘yeni’ bir kuyruklu yıldız olduğu sonucuna vardık. Gerçekten, bu şimdiye kadar gözlemlenen en bozulmamış kuyruklu yıldız olabilir, çünkü onu Uranüs’ün yörüngesine girmeden önce tespit ettik.”
Ekibin analizine göre, C/2014 UN 271 (Bernardinelli-Bernstein)Güneş Sistemi içine doğru olan yolculuğuna, Güneş’ten yaklaşık 40 bin 400 AB uzaklığında başlamıştı. Kuyruklu yıldız keşfedildiğinde Güneş’ten yaklaşık 29 AB uzaklıktaydı. Güneş’e en yakın yaklaşımı, 10.97 AB mesafeye ulaşacağı 2031 yılında gerçekleşecek (anlaşılması için Satürn’ün yörüngesi, ortalama 9,5 AB mesafeye sahiptir).
Çapı 155 km olan C/2014 UN 271 (Bernardinelli-Bernstein) taşıdığı uçucu maddeler nedeniyle mutlak bir boğucudur, ancak öyle olsa bile, o mesafeden çıplak gözle görülemez. Ancak bilim insanları, teleskoplarla onu incelemek için her fırsatı değerlendireceklerdir. Bileşimi hakkında daha fazla bilgi edinilirse, erken Güneş Sistemi ve uzak mesafeleri hakkında daha fazla bilgi verebileceğini umuyorlar.
Bunun nedeni, gezegen sistemimizin uzak saçaklarından gelen bu buzlu kayaların, yaklaşık 4,5 milyar yıl önce oluştuklarından bu yana az çok değişmediği düşünüldüğündendir. Kuyruklu yıldızın buzlarında kilitli olan uçucu maddeler, bu nedenle, oluşumu sırasında dış Güneş Sisteminin kimyası hakkında bilgi içermelidir.
Bilim insanları, bir kuyruklu yıldız Güneş’e yaklaştığında ortaya çıkan kuyruklu yıldızın atmosferi olan koma denilen belirtilerini zaten tespit etmişlerdi. Güneşe yaklaştıkça artan sıcaklık, kuyruklu yıldızın yüzeyindeki buzları buharlaştırarak komayı görünür kılar ve daha yakın mesafelere gelindiğinde ise kuyruklu yıldızın kuyrukları oluşur.
Bu özelliklerin spektral analizi bize C/2014 UN 271’in (Bernardinelli-Bernstein) içerdiği materyaller hakkında çok şey anlatacaktır. Oort Bulutu ve içindeki nesneler hakkında çok az şey bildiğimiz için, C/2014 UN 271 (Bernardinelli-Bernstein), uzaydaki evimizin bu esrarengiz bölgesine açılan çok nadir bir pencereyi temsil etmektedir.