MESSENGER bir meteorun Merkür’e çarptığını gördü
Teleskoplar Ay’a çarpan çok sayıda meteoroidleri yakalamış ve birkaç uzay aracı, Shoemaker Kuyruklu Yıldızı’nın, 1994’te Jüpiter’e çarpmasını gözlemişti. Ancak, başka bir kayalık dünyada göktaşının meydana getirdiği etkileri şimdiye kadar görmemişti.
Ancak, MESSENGER (MErcury Surface, Space Environment, GEochemistry ve Ranging) misyonu 2013 yılında böyle bir etkinin gerçekleştiğini görmüş. Görevdeki arşiv verilerine bakarken, bilim insanları Merkür üzerinde bir göktaşı etkisine dair kanıtlar buldular. Bu veriler, olayın ‘şüphesiz’ bir fotoğrafı olmasa da, bilim insanlarına etkilerini ve bunların Merkür’ün ince atmosferini nasıl etkilediği hakkında fazlaca bilgi veriyordu.
Jet Propulsion Laboratuvarı’nda (JPL) görevli uzay fizikçisi ve çalışmanın lideri Jamie Jasinski, “MESSENGER’ın bunu izleyebilmesi inanılmaz. Bu veriler, meteoroid etkilerinin Merkür’ün dış dünyasına nasıl malzeme katkısı yaptığını anlamamıza yardımcı olmada gerçekten önemli bir rol oynuyor” diyor.
Merkür’ün ekzosfer adı verilen minik atmosferi, Dünya’da deniz seviyesinde hissedilenin katrilyonda biri kadar bir basınca sahiptir. Ekzosfer, Merkür’ün Güneşe bakan tarafında, gezegenin yüzeyindeki orijinal malzemeden oluşur. Bilim insanları, meteor etkilerinin kısmen, bu tür materyalleri ekzosferin içine yerleştirmekten sorumlu olduğunu düşünüyor.
Johns Hopkins Üniversitesi APL ( Uygulamalı Fizik Laboratuvarı) tarafından işletilen MESSENGER uzay aracının 2013 yılında yakalandığı şekliyle Merkür’ün yüzeyi, milyonlarca yıllık meteor çarpmalarından oluşan kraterlerle görüntülenmektedir. MESSENGER, büyük olasılıkla 2013’te bu krater oluşturan çarpışmalardan en sonlarından birine tanık oldu.
Arşiv verileri garip bir anormallik ortaya çıkardı: 21 Aralık 2013’te, MESSENGER’in Hızlı Görüntüleme Plazma Spektrometresi (FIPS), Güneş rüzgârında, Güneş’ten fışkıran güçlü yüklü gazlarda, alışılmadık derecede çok sayıda sodyum ve silikon iyonu gördü. İşin garibi, bu parçacıklar neredeyse hepsi aynı yönde ve aynı hızda dar bir ışınınım hüzmesi içinde hareket ediyorlardı.
Araştırmacılar, parçacıkların hızını ve yönünü kullanarak “saati geri döndürerek parçacıkları hareketin kaynağına kadar izlediler.” Parçacıkların, Merkür’ün yüzeyinden püsküren ve yaklaşık 5 bin km uzaya uzanan yoğun bir duman kümesinde toplandığını buldular. Göktaşı büyük olasılıkla 1 m’den biraz daha büyüktü, ki bu nispeten küçük bir göktaşı olduğunu gösteriyor.
İlginç bir şekilde, MESSENGER görevinden önce, bilim insanları uzay aracının Merkür üzerindeki bazı etkileri – belki de yörüngede dört yılı boyunca yılda en fazla iki çarpma – yakalayacağını bekliyorlardı. Fakat 2011’den 2015’e kadar süren görev sırasındaki görüntülerde hiçbiri görülmedi. Ancak eski spektrometre verilerini incelerken bir anormallik göze çarpıyordu.
MESSENGER’in inşa edildiği Maryland’deki Johns Hopkins Uygulamalı Fizik Laboratuvarı’dan çalışmanın bir diğer araştırıcısı Leonardo Regoli, “Bu sadece uzay aracının böyle bir şeyi ölçebilmek için doğru yerde ve zamanda bulunmasının ne kadar nadir olduğunu gösteriyordu. Bu özel bir gözlemdi ve hikayenin bir araya geldiğini görmek gerçekten harikaydı” dedi.
Belki de Avrupa Uzay Ajansı’nın (ESA) 2018’de Merkür için başlattığı ve 2025’in sonlarında gezegene yaklaşacak olan BepiColombo görevi sırasında daha fazla meteoroid etkisi yakalayabilecektir. Regoli, araştırmacıların yeni gözlemler yapmak için BepiColombo’yu kullanmadan önce modellerini geliştirmeleri gerekeceğini, ancak başka bir Merküryen etkisini görme fırsatının paha biçilmez olacağını söyledi.