Hubble Uzay Teleskobu (HST) yıldız patlamasının olduğu uzaklardaki bir galaktik bölgeyi gözlerimizin önüne seriyor
2 Aralık 2020’de gökbilimciler bölgeyle ilgili yeni bir kanıt keşfetmiş, galaksinin kalbine yakın, güneşten kat kat daha büyük bir yıldızın yakıtının bittiğini ve kendi çekim gücü altında “muazzam bir süpernova patlaması” olarak çöktüğünü gözlemişlerdi.
Gizemli yıldızın ardından gelen patlayıcı ölümü, Hawaii, Şili ve Güney Afrika’da Dünya’ya yakın asteroitler için gökyüzünü araştıran ve dört teleskoptan oluşan bir ağ olan Asteroit Karasal Etki Son Uyarı Sistemi (ATLAS) tarafından tespit edildi.
ATLAS’ın ana odak noktası gökbilimcileri Dünya’yı etkileyecek nesneler konusunda uyarmak olsa da, proje, aynı zamanda UGC 678 galaksisindeki bir yıldızın şiddetli ölümünden filizlendiği gibi göksel nesnelerden gelen sinyallerdeki ani değişiklikleri de kapsamaktadır.
Keşfi bildiren astrofizikçiler 2020’deki bu süpernovanın “patlamadan sonraki birkaç gün içinde” olayı gördüklerini söyleyerek daha detaylı gözlem çağrısında bulundular. Avrupa Uzay Ajansı’nın (ESA) Gaia Uzay Aracı, keşfin üzerinden sadece iki hafta geçmişken, gözlenen parlak ışığın gerçekten de bir süpernovadan kaynaklandığını doğruladı.
Gaia, Galaksimizin ve ötesinin en zengin yıldız haritasını oluşturma görevinde.
UGC 678 ile ilgili diğer araştırmalar, Hawaii’deki Panoramic Survey Telescope & Rapid Response System (Pan-STARRS) tarafından yapılan gözlemleri içerir. ESA temsilcileri, “HST, 2020 süpernovasını üreten yıldızın kimliğine dair ipuçlarını ortaya çıkarma umuduyla patlamanın ardından kalan kalıntıları aramak için galaksiyi iki kez gözlemledik” dediler.
Bu tür birden fazla tespit, gökbilimcilerin galaksinin neye benzediğini saptamasına yardımcı olur, ancak patlayan yıldızın kendisi hakkında henüz fazla bir şey bilinmiyor. UGC 678 Samanyolu’nun bir parçası olmasa da, galaksinin şekli bizim galaksimize benzer dönen kollara dönüşen yıldızlarla çivili bir diske sahip spiral bir yapıdadır.
Ayrıca galaksinin merkezi, içeriye doğru yönlendirilen gaz ve toz sayesinde bir çubuk yapıya da sahiptir. Gökbilimciler, bu çerçevenin Samanyolu’nun çubuklu merkezine benzer olduğunu ancak çok çok daha sönük olduğunu söylüyorlar.