Yamyam Yıldızlar: Bir Düzine Yıldızdan Biri Gezegenini Yiyor…

On İki Yıldızdan Biri Gezegenini Yemiş

Bir yıldız bir gezegeni yediğinde yıldızın metallikliği değişir. Eş-doğumlu yıldızlara dayanan yeni araştırmalar, on iki yıldızdan birinin en az bir gezegeni yediğini gösteriyor. 

Yıldızların gezegenleri yiyebileceği aksiyomatiktir (bir alana ilişkin mantıksal yapının açıklanması). Yeterince küçük bir gezegen yeterince büyük bir yıldıza çok yaklaşırsa gezegen kaybeder. Kaderi mühürlenmiştir artık.

Yeni bir araştırma on iki yıldızdan birinin en az bir gezegeni tükettiğini gösteriyor. Kanıtları, mutlaka çift yıldız olması gerekmeyen eş-doğumlu yıldızlarda görülüyor.

Bu tip yıldızlar aynı moleküler buluttan oluştukları için aynı bileşenlere sahip olmaları gerekir. Metallikleri neredeyse aynı olmalıdır. Ancak yaklaşık on iki yıldızdan birinde belirgin farklılıklar bulunmuştur.

Grubun lideri Monash Üniversitesi’nden Dr. Fan Liu, “bir düzine yıldızdan en az biri gezegenlerin yutulduğuna dair kanıt gösteriyor” diyor.

Liu ve arkadaşlarına göre, “yıldızların kimyasal bileşimleri, gezegensel materyalin yutulması ve/veya protostellar diskten dirençli materyali uzaklaştıran gezegen oluşumuyla değişebilir.

“Bu ‘gezegen işaretleri’, element bolluğu farklılıkları ile ortamdaki tozun yoğunlaşma sıcaklığı arasındaki korelasyon olarak ortaya çıkar.”

Yıldızın gezegenini bir lokmada yuttuğu üzerine bir canlandırma.

Ekip, bu gibi imzaların anlaşılması zor olduğunu, bunları bulmanın anahtarının eş-doğumlu yıldızları, yani birlikte doğmuş ve hala uzayda birlikte hareket eden yıldızları bulmaktan geçtiğini vurguluyor.

Liu, “Birlikte seyahat eden çift yıldızlara baktık. Aynı moleküler bulutlardan doğdular ve bu nedenle aynı olmaları gerekiyordu” dedi. Gaia uydusunun verileri araştırmacıların birlikte hareket eden 125 yıldız çiftini tanımlamasına olanak sağladı.

Bunlardan 34’ünün çok ayrı olduğu düşünüldü ancak yine de kontrol grubu olarak kullanıldı. Daha sonra ekip kimyasal yapılarını belirlemek için geri kalan 91 çifti spektroskopik olarak inceledi.

Bu verileri toplamak için Magellan Teleskobu, Çok Büyük Teleskop ve Keck Teleskobu kullanıldı. Böylece üretilen büyük miktarda doğru veri sayesinde araştırmacılar kimyasal farklılıkları tespit edebildi.

Liu, “Bu çok yüksek hassasiyetli analizler sayesinde ikizler arasındaki kimyasal farklılıkları görebiliyoruz. Bu, yıldızlardan birinin gezegenleri ya da gezegen malzemelerini yuttuğuna ve bileşimini değiştirdiğine dair çok güçlü kanıtlar sağlıyor” dedi.

Çalışmadan elde edilen bu şekil, ekibin bazı bulgularını göstermektedir. Üst panel, bir çift eş-doğumlu yıldız arasındaki bazı kimyasalların farklı kimyasal bolluklarını göstermektedir. Alt panel aynı şeyi yüzde farklarıyla gösterir. Resim Kredisi: Liu ve ark. 2024.
Çalışmadan elde edilen bu şekilde, ekibin bazı bulguları görülmektedir. Üst panel, bir çift eş-doğumlu yıldız arasındaki bazı kimyasalların bolluk farklılıklarını, alt panel aynı şeyi yüzde farklarıyla göstermektedir.

Sonuçlar, bazı ortak doğumlu yıldızlarının farklı metallikliğe sahip olduğunu, dolayısıyla bazılarının gezegen malzemesini emdiğini gösteriyor.

Ancak araştırmacılar sonuçların bir kısmının gezegenin yutulmasından kaynaklanmayabileceğini belirtiyorlar. Bu çiftlerin bazılarında, bir yıldızın proto-gezegen diskinden malzeme emmiş olması ve bunun da onun metallikliğini değiştirmesi mümkün görülüyor.

Yıldızların gezegenleri absorbe edebildiğinin gösterilmesi, yıldızlara ve onların gezegen sistemlerine ilişkin anlayışımıza yeni bir soluk getiriyor. Bu sonuçlara göre yutulma çok fazla olmuyor ancak gerçekleşmesi ilgi çekici sorulara yol açıyor. Peki bu olay nasıl ve neden oluyor?

Bu yutulmaya hangi durumlar yol açıyor? Dış gezegen nüfusunu nasıl etkiliyor ve potansiyel yaşanabilirliği bir şekilde etkileyebilir mi? Yutulma yıldızın üzerinde iz bıraktığına göre bu durum gezegen sistemini nasıl etkiler?

Avustralya Ulusal Üniversitesi’nden Dr. Yuan-Sen Ting, “gökbilimciler bu tür olayların mümkün olmadığına inanırdı. Çalışmamızdaki gözlemlerden, görülme oranının yüksek olmasa da aslında mümkün olduğunu görebiliyoruz. Bu, gezegen evrimi teorisyenlerinin incelemesi için yeni bir pencere açıyor” dedi.

Önceki İçerikBir Süpernova Kalıntısının Olağanüstü Görüntüsü…
Sonraki İçerikGüneş Lekesi Üzerinde İlk Kez Kutup Işıkları Gözlendi…