Yapay Zeka (YZ), uzayda akıllı yaşamı aramada yardımcı olunca 8 garip yeni sinyal bulundu
Yaklaşık 540 milyon yıl önce, Dünya gezegeninin çamurlu okyanus tabanlarından birdenbire çeşitli yaşam formları ortaya çıkmaya başladı. Bu dönem Kambriyen Patlaması olarak bilinir ve bu çamurlu suda yaşayan yaratıklar bizim eski atalarımızdır.
Dünyadaki tüm karmaşık yaşam, bu sualtı canlılarından evrimleşmiştir. Bilim insanları, tek gerekenin, okyanusun oksijen seviyelerinde belirli bir eşiğin üzerinde çok hafif bir artış olduğuna inanıyor.
Şimdi YZ için bir Kambriyen Patlamasının belki de ortasındayız. Son birkaç yılda, Midjourney, DALL-E 2 ve ChatGPT gibi inanılmaz derecede yetenekli YZ programlarının patlaması, makine öğreniminde kaydettiğimiz hızlı ilerlemeyi gözler önüne seriyor.
YZ artık bilimin neredeyse tüm alanlarında araştırmacılara rutin sınıflandırma görevlerinde yardımcı olmak için kullanılmakta. Aynı zamanda radyo astronomlardan oluşan ekiplerin dünya dışı yaşam arayışını genişletmesine yardımcı ve şu ana kadar elde edilen sonuçlar umut verici.
YZ ile uzaylı sinyalleri keşfetme
Dünya’nın ötesinde akıllı yaşam olduğuna dair kanıt arayan bilim insanları, sinyal algılama görevlerinde klasik algoritmaları geride bırakan yeni bir YZ sistemi oluşturdu. Yeni YZ, doğal astrofiziksel süreçler tarafından üretilemeyen sinyalleri radyo teleskoplardan gelen verilerde aramak üzere geliştirildi.
Yeni YZ daha önce çalışılan bir veri kümesiyle beslendiğinde, klasik algoritmanın kaçırdığı sekiz ilgili sinyal keşfetti. Açık söylemek gerekirse, bu sinyaller muhtemelen dünya dışı zekadan gelmedi ve daha çok nadir görülen radyo paraziti vakalarıydı.
O kadar zeki değil
YZ algoritmaları “anlamaz” veya “düşünmez” ama parazit tanımada çok başarılılar ve sınıflandırma gibi görevler için ise son derece yararlı olduklarını kanıtladılar. Ancak problem çözme yetenekleri yok. Sadece yapmak için eğitildikleri belirli görevleri yerine getirirler.
Bu nedenle, bir YZ’nın dünya dışı zekayı tespit etmesi fikri, kulağa heyecan verici bir bilim kurgu romanı konusu gibi gelse de, her iki terim de kusurludur: YZ programları akıllı değildir ve dünya dışı zeka aramaları, zekanın doğrudan kanıtını bulamaz.
Bunun yerine, radyo astronomlar radyo “tekno imzaları” ararlar. Bu varsayılan sinyaller, teknolojinin varlığını ve dolaylı olarak, teknolojiyi iletişim için kullanma yeteneğine sahip dünya dışı bir toplumun varlığını gösterecektir.
Araştırmada, potansiyel sinyalleri bir radyo paraziti veya gerçek bir tekno-imza adayı olarak sınıflandırmak için YZ yöntemlerini kullanan yeni bir algoritma oluşturuldu ve algoritmanın umulandan daha iyi bir performans sergilediği ortaya çıktı.
Yeni YZ algoritması ne yapar?
Teknolojik imza aramaları, kozmik samanlıkta iğne aramaya benzetilir. Radyo teleskoplar büyük miktarda veri üretir ve içlerinde telefonlar, WiFi’ler ve uydular gibi kaynaklardan gelen büyük miktarda parazit vardır.
Sinyal arama algoritmalarının gerçek teknolojik işaretleri “yanlış pozitiflerden” ayırabilmesi ve bunu hızlı bir şekilde yapabilmesi gerekir. Toronto Üniversitesi’nden Peter Ma tarafından tasarlanan yeni YZ sınıflandırıcı bu gereksinimleri karşılayacak şekilde geliştirilmiş.
Yeni algoritma, Green Bank Teleskobunun 150 terabayttan fazla verisiyle (480 gözlem saati) beslendi. Daha sonra manuel olarak incelenmesi gereken 20 bin 515 ilgili sinyal belirlendi. Bunlardan sekizi, tekno-imza özelliklerine sahipti ve herhangi bir radyo parazitiyle ilişkilendirilemezdi.
Sekiz sinyal, yeni tespit yok
Bu sinyalleri test etmek, doğrulamak ve ilgili sekiz sinyali yeniden gözlemek için teleskopa geri dönüldüğünde ne yazık ki, takip gözlemlerinin hiçbiri yeniden tespit edilemedi. Daha önce de benzer durumlar bulunmuştu.
2020’de zararlı radyo paraziti olduğu ortaya çıkan bir sinyal tespit edilmişti. Bu sekiz yeni aday izlenecek olsa da, en olası açıklama, bunların uzaylı değil, radyo parazitlerinin olağandışı tezahürleri olduğu.
Ne yazık ki, radyo paraziti sorunu hiçbir zaman giderilemiyor. Ancak yeni teknolojiler ortaya çıktıkça bu sorunla başa çıkmak için daha donanımlı olmak gerekecek.
Aramayı daraltmak
Araştırma ekibi daha sonra Güney Afrika’daki MeerKAT teleskopuna güçlü bir sinyal işlemcisi yerleştirdi. MeerKAT, 64 çanağı tek bir teleskop gibi hareket edecek şekilde birleştirmek için interferometri adı verilen bir teknik kullanır.
Bu teknik, radyo parazitlerden kaynaklanan yanlış pozitifleri büyük ölçüde azaltacak olan bir sinyalin gökyüzünde nereden geldiğini daha iyi belirler.
Gökbilimciler parazit olarak açıklanamayacak bir tekno-imza tespit etmeyi başarırsa, bu, Galaksi içindeki teknolojinin tek yaratıcısının insanlar olmadığını kuvvetle akla getirecektir. Bu, tüm zamanların en anlamlı ve derin keşiflerden biri olacaktır.
Hiçbir şey tespit edilemezse bu, etraftaki tek teknolojik yetenekli “zeki” tür olduğumuz anlamına gelmez. Tespit edilememe durumu doğru tipte sinyalleri aramadığımız veya teleskoplarımızın henüz öte gezegenlerden gelen zayıf yayınları tespit edecek kadar hassas olmadığı anlamına da gelebilir.
Kambriyen Patlaması keşifleri yapmadan önce bir hassasiyet eşiğini geçmemiz gerekebilir. Alternatif olarak, eğer gerçekten yalnızsak, dünyadaki yaşamın eşsiz güzelliği ve kırılganlığı üzerinde düşünmeliyiz.