Dünya Benzeri Yaşanabilir Bir Gezegen Bulundu…

Gökbilimciler, Güneş Sistemimizin ötesinde, Dünya’ya benzer bir kütleye sahip ve potansiyel olarak yaşanabilir bir gezegen keşfettiler. Dünya kütleli öte gezegen, Dünya’dan sadece 31 ışık yılı uzaklıkta, Kuğu takımyıldızında Wolf 1069 adlı kırmızı bir cüce yıldızın yörüngesinde dolanıyor.

Wolf 1069 b olarak bilinen gezegenin yaklaşık olarak Dünya ile aynı büyüklükte ve kabaca aynı kütleye sahip olduğu tahmin ediliyor. Ayrıca, yıldızının yaşanabilir bölgesinde yörüngede dönen, Dünya-kütlesine en yakın olarak bilinen altıncı gezegendir.

Wolf 1069 b, tıpkı Ay’ımızın Dünya’ya gelgitte kilitlenmesi gibi, gelgitte yıldıza kilitlenmiş durumdadır. Bu, öte gezegenin aynı tarafının her zaman yıldızına baktığı anlamına gelir, bu nedenle gündüz tarafı ve gece tarafı aynı kalır.

Keşfin arkasındaki ekip, Wolf 1069 b’nin, ev sahibi yıldızın herhangi bir belirgin yıldız aktivitesi göstermemesinden ötürü yıldızdan gelen yoğun radyasyon olmayacağından atmosferinin çoğunu korumuş olabileceğine inanıyor.

Bu, biyo-belirteç arayışında onu birincil hedef haline getirebilir. Biyo-belirteç: Bir gezegenin atmosferinde biyolojik bir kökene sahip olabilecek kimyasal imzalara denir.

Dış gezegen Wolf 1069 b'nin Dünya benzeri bir atmosfere sahip olduğu varsayılarak simüle edilmiş bir yüzey sıcaklığı haritası. Harita, her zaman ev sahibi yıldıza bakan noktada ortalanır. Sıcaklıklar Kelvin cinsindendir. Gezegenin yüzeyinde kırmızı çizginin içinde sıvı su olması mümkün olacaktır. © Kossakowski ve diğerleri. (2023) / MPIA

Dış gezegen Wolf 1069 b’nin Dünya benzeri bir atmosfere sahip olduğu varsayılarak elde edilmiş bir yüzey sıcaklığı haritası. Sıcaklıklar Kelvin cinsindendir. Gezegenin yüzeyinde kırmızı çizginin içinde sıvı su olması mümkün görünüyor.

1990’larda öte gezegenler keşfedildiğinden beri, gökbilimciler şimdiye kadar 5 bin doğrulanmış öte gezegen buldu. Yine de bunların yalnızca yaklaşık % 1,5’i iki Dünya kütlesinin altında kütleye sahip ve yalnızca bir düzine kadarı sözde ‘yaşanabilir bölge’de (suyun gezegenin yüzeyinde bir sıvı olarak birikebileceği yıldızlarından doğru uzaklıkta) yıldızlarının yörüngesinde dönüyor.

Max Planck Astronomi Enstitüsü’nden gökbilimci Diana Kossakowski ve arkadaşları, İspanya’daki Calar Alto Gözlemevi’ni kullanarak düşük kütleli yıldızları araştırdı ve yörüngede dönen gezegenlerin izlerini aradı.

Kossakowski, “Wolf 1069’un verilerini analiz ettiğimizde, kabaca Dünya kütlesine sahip bir gezegen gibi görünen net, düşük genlikli bir sinyal keşfettik. Yıldızının yörüngesinde 15.6 günde, Dünya ile Güneş arasındaki mesafenin on beşte birine eşdeğer bir mesafede dönüyordu” dedi.

Wolf 1069 b yıldızına çok yakın yörüngede dönüyor gibi gelebilir: belki de yaşanamayacak kadar yakındır. Ancak Wolf 1069, Güneşimizden çok daha az radyasyon yaymakta ve çok daha soğuk. Bu, yıldızın etrafındaki yaşanabilir bölgenin kendi Güneşimizin etrafındaki yaşanabilir bölgeden çok daha içeride olduğu anlamına gelir.

Araştırmanın sonucunda, Wolf 1069 b’nin Dünya benzeri bir atmosfere sahip olması durumunda sıcaklıkların 13°C’ye kadar çıkabileceği, bunun da gezegenin gündüz tarafında sıvı suyun birikebileceği anlamına geleceği tahmin ediliyor.

Ötegezegen saptamanın radyal hız yöntemi, etrafındaki yörüngedeki bir ötegezegenin yerçekimi nedeniyle bir yıldız sallanırken yıldız ışığının spektrumunda bir kayma arar. Kredi bilgileri: ESA

Öte gezegen saptamanın radyal hız yöntemi, bir yıldızın yörüngesindeki öte gezegen kütle çekimi nedeniyle yıldızı sallarken yıldızın ışığı spektrumunda bir kayma yapar. 

Keşif, düşük kütleli yıldızların yörüngesinde dönen öte gezegenleri aramak için radyal hız adı verilen bir teknik kullanılarak yapıldı (Yıldızdan gelen ışık, yıldızı kütle çekimsel olarak rahatsız eden yörüngesindeki bir gezegenin varlığına işaret edebilecek varyasyonları aramak için analiz edilir).

Bu teknik sadece bir gezegenin ilk etapta keşfedilmesini sağlamakla kalmaz, aynı zamanda kütle çekimi ölçümleri de gezegenin kütlesini belirlemek için kullanılır.  Görünüşe göre Wolf 1069 b, gezegende meydana gelen biyolojik süreçleri gösterebilecek potansiyel biyo-imzalarla ilgili daha ileri çalışmalar için birincil adaydır.

Kossakowski, “Bunun için muhtemelen bir on yıl daha beklememiz gerekecek. Aygıtlarımızı geliştirmemiz çok önemli olsa da, potansiyel olarak yaşanabilir en yakın dünyaların çoğunun yalnızca radyal hız yöntemiyle tespit edildiğini göz önünde bulundurmalıyız” dedi.

Önceki İçerikYapay Zeka İle Evrende Yaşam Araştırmaları…
Sonraki İçerikUzaydan 6 Şubat 2023 Depremi…