Ana Sayfa Blog Sayfa 40

Dış Uzay Yoğunluğunda Artış Var…

0
Dış Uzay Yoğunluğunda Artış Var…
Voyager (Gezgin) Uzay Aracı, Güneş Sisteminin Dışındaki Uzay Yoğunluğunda Bir Artış Tespit Etti

Kasım 2018’de, 41 yıllık destansı bir yolculuğun ardından Voyager 2, Güneş’in etkisinin limitini belirleyen sınırı aştı ve yıldızlar arası uzaya girdi.

Ancak küçük sondanın yolculuğu henüz tamamlanmadı – şimdi Güneş Sistemi’nin ötesindeki uzay hakkında bilgi gönderiyor ve şaşırtıcı bir şeyi açığa çıkarıyor. Voyager 2, Güneş’ten uzaklaştıkça uzayın yoğunluğu artıyor.

Bu yoğunluk artışının ilk tespit edilişi değil. 2012 yılında yıldızlar arası uzaya giren Voyager 1, ayrı bir yerde benzer bir yoğunluk gradyanı tespit etti.

Voyager 2’nin yeni verileri, yalnızca Voyager 1’in tespitinin olmadığını, aynı zamanda yoğunluktaki artışın yerel yıldızlar arası ortamın (VLIM) büyük ölçekli bir özelliği olabileceğini gösteriyor.

Güneş Sistemi’nin kenarı birkaç farklı sınırla tanımlanabilir, ancak Voyager sondalarının geçtiği nokta helyopoz olarak bilinir ve güneş rüzgarıyla tanımlanır.

Bu, Güneş’ten her yöne doğru sürekli akan iyonize plazmanın süper sonik rüzgarıdır ve helyopoz, bu rüzgarın dışarıya doğru olan basıncının artık yıldızlar arası uzaydan rüzgarı itecek kadar güçlü olmadığı bölgedir.

helyopoz

Helyopozun içindeki boşluk helyosferdir ve bunun dışındaki alan VLIM’dir. Ancak helyosfer yuvarlak bir küre değildir.

Daha çok, bir ucunda Güneş Sistemi ve arkasında bir akış kuyruğu bulunan oval bir yapı gibidir; “burun”, Güneş Sistemi’nin Samanyolu’ndaki yörüngesi yönünde işaretlenmiştir. Her iki Voyager da helyopozu burundan geçti.

Uzay genellikle boşluk olarak düşünülür, ancak tamamen boş değildir. Maddenin yoğunluğu son derece düşüktür, ancak madde hala mevcuttur.

Güneş Sisteminde, güneş rüzgarının ortalama proton ve elektron yoğunluğu santimetre küp başına 3 ila 10 parçacıktır, ancak Güneş’ten uzaklaştıkça bu miktar giderek daha düşer.

Samanyolu’ndaki yıldızlar arası ortamın yıldızların dışında kalan ortalama elektron yoğunluğu, santimetre küp başına 0,037 parçacık olarak hesaplanmıştır.

Dış helyosferdeki plazma yoğunluğu ise, santimetre küp başına yaklaşık 0.002 elektrondur.  Voyager sondaları helyopozun ötesine geçerken, Plazma Dalga Bilimi aletleri plazma salınımları yoluyla plazmanın elektron yoğunluğunu tespit etti.

Voyager 1, 25 Ağustos 2012’de, Dünya’dan 121.6 astronomik birim (AB, Güneş-Dünya arası ortalama uzaklık) uzaklıktan (bu, Dünya ile Güneş arasındaki mesafenin 121.6 katı, yani kabaca 18.1 milyar km) helyopozu geçti.

Voyager 1, 23 Ekim 2013 tarihinde 122,6 astronomik birim (18,3 milyar km) uzaklıktaki helyopozdan geçtikten sonra plazma salınımlarını ilk ölçtüğünde, santimetre küp başına 0,055 elektronluk bir plazma yoğunluğu tespit etti.

Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün’ü geçerek uzun bir yol kat eden Voyager 2, 5 Kasım 2018’de 119 astronomik birim (17,8 milyar km) mesafeden helyopozu geçti.

30 Ocak 2019’da 119,7 astronomik birim (17,9 milyar) mesafede plazma salınımlarını ölçtü ve Voyager 1’in ölçümüne çok yakın bir değer olan santimetre küp başına 0,039 elektronluk bir plazma yoğunluğu buldu.

Her iki araç da yoğunlukta artış bildirdi. Voyager 1, uzayda 20 astronomik birim (2,9 milyar km) daha seyahat ettikten sonra, santimetre küp başına yaklaşık 0,13 elektronluk artış bildirdi.

Ancak Voyager 2 tarafından Haziran 2019’da yapılan tespitler, yoğunlukta 124,2 astronomik birim (18,5 milyar birim) uzaklıkta, santimetre küp başına yaklaşık 0,12 elektrona kadar çok daha keskin bir artış gösterdi.

Dünya’nın atmosfer basıncında plazmanın santimetre küp başına 10 ^ 13 (on üzeri on üç) elektron yoğunluğuna sahip olduğu göz önüne alındığında, bu miktarlar küçük görünebilir, ancak ilgimizi çekecek kadar önemlidir – özellikle de bunlara neyin sebep olduğu açık olmadığı için.

The Farthest – Voyager in Space - PBS Hawai'i

Bir teoriye göre, yıldızlar arası manyetik alan çizgilerinin helyopozun üzerinden geçerken daha güçlü hale gelmesidir. Bu, plazmayı döküm bölgesinden tüketen bir elektromanyetik iyon siklotron kararsızlığı oluşturabilir.

Voyager 2, helyopozu geçtiğinde beklenenden daha güçlü bir manyetik alan tespit etmiştir. Başka bir teori, yıldızlar arası rüzgar tarafından üflenen malzemenin helyopoza ulaştıkça yavaşlaması ve bir tür trafik sıkışıklığına neden olmasıdır.

Bu muhtemelen 2018’de helyopozda nötr hidrojen birikmesinden kaynaklanan soluk ultraviyole parıltısını alan dış Güneş Sistemi sondası Yeni Ufuklar (New Horizons) tarafından tespit edilmiştir.

Her iki açıklamanın da rol oynaması mümkündür. Her iki Voyager sondasının yıldızlar arası uzay yolculuğuna devam ederken aldığı gelecekteki ölçümler, bunu anlamaya yardımcı olabilir. Ama bu uzun bir bahis olabilir.

Araştırmacılar çalışmalarında, “Voyager’ların bu iki model sınıfını birbirinden ayıracak kadar çalışıp çalışamayacakları kesin değil” diye bildirdiler. Size inanıyoruz, uzay sondaları!

Ateş Topunda Dünya Dışı Organik Bileşikler…

0
Ateş Topunda Dünya Dışı Organik Bileşikler…
ana makale resmi

Çarpan Ateş Topu Gök Taşının Antik Dünya Dışı Bileşikler İçerdiği Ortaya Çıktı

2018’de donmuş bir göle inen bir gök taşı, milyarlarca yıl önce oluşan ve Dünya’daki yaşamın kökenleri hakkında ipuçları taşıyabilen binlerce organik bileşik içerdiği belirlendi.

Meteor Ontario, ve ABD’nin orta batı semalarını aydınlatmış, uzayın dondurucu vakum yoluyla çok uzun bir yolculuktan sonra, 16 Ocak 2018 tarihinde Dünya atmosferine girmişti.

Meteoroloji radarı, alevli uzay kayasının inişini ve dağılmasını takip ederek gök taşı avcılarının, Michigan’daki Çilek Gölü’ne düşen parçalarını hızlı bir şekilde bulmalarına yardımcı oldu.

Bilim insanlarının yeni bir çalışmada bildirdiklerine göre, uluslararası bir araştırma ekibi ceviz büyüklüğündeki bir gök taşı parçasını “henüz tazeyken” incelediler.

Analizler sonucu, Güneş Sistemimizin genç olduğu zamanlara tarihlenen 2.000’den fazla organik molekül ortaya çıktı; Çalışmadaki araştırıcılar, benzer bileşiklerin gezegenimizdeki mikrobiyal yaşamın ortaya çıkışını tohumlamış olabileceğini bildirdi.

michigan gölünde bulunan göktaşı Donmuş Michigan gölünde bulunan gök taşı (Saha Müzesi). 

Gök taşının gölün donmuş yüzeyinden hızla geri kazanılması, sıvı suyun çatlaklara sızmasını ve numuneyi karasal sporlar ve mikroplarla kirletmesini engelledi. Bu, uzay kayasının bozulmamış durumunu koruyarak uzmanların bileşimini daha kolay değerlendirmesini sağladı.

Chicago Üniversitesi Jeofizik Bilimleri Bölümü’nden araştırmacı Jennika Greer, “aslında, karadan dolayı o kadar az yıpranma vardı ki, Chicago Saha Müzesi’ne getirilen parça uzaydan toplanmış gibi görünüyordu” dedi.

Uzay kayaları atmosfere saniyede birkaç km hızla girdiğinde, etraflarındaki hava iyonize olur. Saha Müzesi gök taşları araştırıcısı Philipp Heck, aşırı sıcaklığın meteorun % 90’ına kadarını erittiğini ve atmosferik geçişte hayatta kalan kayanın 1 milimetre kalınlığında erimiş cam gibi bir kabukla kaplandığını söyledi.

Heck, “Dünya’ya ateşten bir top gibi düşüşüne rağmen, buharlaşan dış katmanlar uzaklaştırıldıktan sonra, bunun gibi kayalık gök taşları yere indiklerinde çok çok soğuk olur.

Yağmur yağdıktan sonra su birikintilerine düşen gök taşları, görgü tanıklarının anlattıklarından duyduğuma göre gök taşı çok soğuk olduğu için su birikintisi donmuş” dedi.

Çoğunlukla değişmedi

Michigan gök taşındaki uranyum oranının (238 ve 235 izotopları) kurşun elementinin bozulmuş durumuna (izotoplar 207 ve 206) oranı, bilim insanlarını ana asteroidin yaklaşık 4,5 milyar yıl önce oluştuğu düşüncesine götürdü.

Bu süre zarfında kaya, 700 santigrat derece sıcaklığa kadar maruz kaldığı için termal metamorfizm adı verilen bir süreç geçirdi. Bundan sonra, asteroidin bileşimi son 3 milyar yıl boyunca çoğunlukla değişmeden kaldı.

Heck’e göre, meteorun uzaydaki kozmik ışınlara maruz kalmasının bir analizine göre, yaklaşık 12 milyon yıl önce, yakın zamanda Michigan’da düşen kaya yığınını gibi bir darbe ile kırıldı.

ateş topu michigan gökyüzü Hamburg ateş topunun güvenlik videosundan bir kare. 

Meteor, milyarlarca yıl önce ilk ısıtılmasından sonra çok az değiştiği için, H4 olarak sınıflandırıldı: “H”, bunun demir bakımından yüksek kayalık bir gök taşı olduğunu gösterirken, tip 4 gök taşlarının orijinal bileşimlerini değiştirmeye yetecek kadar termal metamorfizm geçirdiklerini gösterir.

Bugün Dünya’ya düşen meteorların sadece yüzde 4’ü H4 kategorisine sahiptir. Greer, “Bu gök taşlarına baktığımızda, Güneş Sistemi tarihinin başlarında oluştuğu zamanki malzemeye yakın olan bir şeye bakıyoruz” dedi. Araştırmacıların bildirdiğine göre, gök taşı 2.600 organik veya karbon içeren bileşik tutmuştu.

Heck, “gök taşı 4,5 milyar yıldan beri çoğunlukla değişmediğinden, bu bileşikler muhtemelen diğer gök taşlarının genç bir Dünya’ya getirdiklerine benziyor ve bunlardan bazıları hayat oluşumuna dahil olmuş olabilir” dedi.

Dünya dışı organik bileşiklerden Dünya’daki ilk mikrobiyal yaşama dönüşüm, hala gizemle örtülmüş “büyük bir adımdır”, ancak kanıtlar, organiklerin meteorlarda yaygın olduğunu gösteriyor – Michigan’a inende olduğu gibi termal olarak metamorfozlu meteorlarda bile.

Heck, genç bir Dünya için meteor bombardımanının da bugün olduğundan daha sık görüldüğünü, “bu nedenle, gök taşlarından Dünya’daki organik envantere girdinin, yaşamın tohumlanması için önemli olduğundan oldukça eminiz” dedi.

Satürn’ün Uydusunda Bulunan Molekül Başka Hiçbir Yerde Yok…

0
Satürn’ün Uydusunda Bulunan Molekül Başka Hiçbir Yerde Yok…

Titan’da Tespit Edilen ‘Tuhaf’ Molekül Hiçbir Atmosferde Bulunamadı

Satürn’ün zaten oldukça garip olan uydusu Titan, biraz daha tuhaflaştı. Gökbilimciler atmosferinde siklopropeniliden (C3H2) tespit ettiler – son derece nadir karbon bazlı bir molekül, o kadar reaktif ki, Dünya’da ancak laboratuvar koşullarında var olabiliyor.
Aslında o kadar nadir bir molekül ki başka bir atmosferde, Güneş Sistemi’nde veya başka bir yerde daha önce hiç tespit edilmemiş. Kararlı kalabileceği diğer tek yer yıldızlar arası uzayın soğuk boşluğudur. Ancak bir gün hayatın oluşumuna yol açabilecek daha karmaşık organik moleküller için bir yapı taşı olabilir.

Goddard Uzay Uçuş Merkezi’nden astrobiyolog Melissa Trainer, “Titan’ı, yaşam burada oluşurken antik Dünya’dakine benzer kimyayı görebileceğimiz gerçek bir yaşam laboratuvarı olarak düşünüyoruz.

2027’de başlayacak olan Dragonfly görevinde C3H2’den daha büyük moleküller arayacağız, ancak karmaşık organik moleküllerin oluşmasına ve yüzeye yağmasına neden olan kimyasal reaksiyonları anlamak için atmosferde neler olduğunu bilmemiz gerekiyor” dedi.

Satürn'ün uydusu Titan'ın detaylı haritası çıkarıldı

NASA araştırmacılarının bile “çok garip bir küçük molekül”  olarak tanımladığı siklopropeniliden , atmosferik koşullarda uzun süre dayanma eğiliminde değildir, çünkü diğer moleküllerle çok hızlı ve kolay bir şekilde reaksiyona girerek başka bileşikler oluşturur.

Bunu yaptığında, artık siklopropeniliden değildir. Yıldızlar arası uzayda, herhangi bir gaz veya toz genellikle çok soğuk ve çok dağınık bulunur, bu da bileşiklerin çok fazla etkileşime girmediği ve siklopropeniliden’in etrafta dolaşabileceği anlamına gelir.

Oysa Titan, yıldızlar arası uzay ortamından çok farklıdır. Hidrokarbon göllerihidrokarbon bulutları ve bir miktar metan içeren ağırlıklı olarak nitrojen atmosferi ile bir anlamda biraz ıslak durumdadır.

Atmosferi, Dünya atmosferinden dört kat daha kalındır ve hakim gaz nitrojendir. Yüzeyinin altında, bilim insanları büyük bir tuzlu su okyanusu olduğunu düşünüyorlar.

2016 yılında, NASA’nın Goddard Uzay Uçuş Merkezi’nden gezegen bilimci Conor Nixon liderliğindeki bir ekip, Şili’deki Atacama Büyük Milimetre / milimetre-altı Dizisini (ALMA) kullanarak uydunun atmosferindeki olası organik molekülleri araştırdılar.

Bilinmeyen bir kimyasal iz tespit ettikleri yer, yüzeyin yukarısında, ince üst atmosferdeydi. Ekip, bunu kimyasal profil veri tabanıyla karşılaştırarak molekülü siklopropeniliden olarak tanımladı.

Bu yükseklikte atmosferin inceliğinin molekülün hayatta kalmasına katkıda bulunması muhtemeldir, ancak neden Titan’da göründüğü ve başka hiçbir dünyada görülmediği bir muamma olsa gerek.

Titan'ın Kuzey Kutbu'ndaki Metan Yağmurları | BilimFili.com

Nixon, “Siklopropeniliden’e baktığımı fark ettiğimde, ilk düşüncem, ‘bu gerçekten beklenmedik bir şeydi’ oldu. Titan, Güneş Sistemimizde benzersiz bir uydu olup yeni moleküllerin hazinesi olduğunu kanıtlamıştır” dedi.

Siklopropeniliden, halka molekülü olarak bilinen bir molekül olduğu için özellikle ilgi çekicidir; üç karbon atomu bir halka içinde birbirine bağlıdır. Siklopropenilidenin kendisinin biyolojik bir rol oynadığı bilinmemekle birlikte, DNA ve RNA’nın nükleobazları bu tür moleküler halkalara dayanmaktadır.

NASA’nın Goddard Uzay Uçuş Merkezindeki bir diğer astrobiyolog Alexander Thelen, “Bunların döngüsel doğası, biyolojik olarak önemli olan bu molekülleri oluşturmanıza izin veren ekstra bir kimya dalını incelememize yol açmaktadır.

Molekül ne kadar küçükse, potansiyeli de o kadar fazladır – daha az bağa sahip daha küçük molekülleri içeren reaksiyonların, daha büyük, daha karmaşık molekülleri içeren reaksiyonlardan daha hızlı gerçekleşmesi beklenir.

Bu, daha küçük molekülleri içeren reaksiyonların, yalnızca sayılar yoluyla, daha çeşitli sonuçlanmasının beklendiği anlamına gelir” dedi.

Vida extraterrestre pode estar nas luas de Saturno e Júpiter | Notibras

Önceden, benzenin (C6H6) herhangi bir atmosferde (Titan dahil) bulunan en küçük hidrokarbon halka molekülü olduğu düşünülüyordu.

Bu durumda Siklopropeniliden onu yendi. Titan zaten bir organik kimyasal aktivite kovanıdır. Azot ve metan güneş ışığında parçalanır ve bir dizi kimyasal reaksiyonu tetikler. Bu tepkilerin yaşamla sonuçlanıp sonuçlanmayacağı, bilim insanlarının cevaplamak için can attığı bir sorudur.

NASA’nın Jet Tahrik Laboratuvarı’ndan (JPL) jeolog Rosaly Lopes, “Titan’ın yaşanabilir bir yer olup olmadığını anlamaya çalışıyoruz.

Bu nedenle, atmosferdeki hangi bileşiklerin yüzeye çıktığını ve ardından bu malzemenin buz kabuğundan aşağıdaki okyanusa geçip geçemeyeceğini bilmek istiyoruz, çünkü okyanusun yaşanabilir koşulların olduğu bir yer olduğunu düşünüyoruz” dedi.

Atmosferde hangi bileşiklerin bulunduğunu bulmak, bu araştırma sürecinde çok önemli bir adımdır. Siklopropeniliden küçük ve garip olabilir, ancak bu son derece nadir molekül Titan kimyası bulmacasının önemli bir parçası olabilir.

Galaksimizde Dünya Büyüklüğünde Serseri Bir Gezegen…

0
Galaksimizde Dünya Büyüklüğünde Serseri Bir Gezegen…

Samanyolu’nda keşfedilen Dünya büyüklüğünde bir haydut gezegen

Samanyolu'nda keşfedilen Dünya büyüklüğünde bir haydut gezegen
Bir sanatçının, serbestçe yüzen bir gezegenin çekimsel mikro algılama olayına dair izlenimi.

Galaksimiz, çekim gücü nedeniyle herhangi bir yıldıza bağlı olmayan hileli gezegenlerle dolu olabilir. Polonyalı gökbilimciler tarafından yönetilen uluslararası bir bilim insanları ekibi, bugüne kadar bulunan en küçük ve Dünya boyutundaki serbest yüzen bir gezegenin keşfini duyurdu.

Bugüne kadar 4.000’den fazla   keşfedildi. Bilinen öte gezegenlerin birçoğu güneş sistemimizdekilere benzemese de, ortak noktaları var – hepsi bir yıldızın yörüngesinde.

Bununla birlikte, gezegen oluşumu ve evrim teorileri, herhangi bir yıldıza kütle çekimsel olarak bağlı olmayan serbest yüzen serseri (haydut) gezegenlerin varlığını öngörmekte.

Nitekim, birkaç yıl önce, Varşova Üniversitesi Astronomik Gözlemevi, Optik Yerçekimsel Mercekleme Deneyi (OGLE) ekibinden Polonyalı gökbilimciler, Samanyolu’nda bu tür gezegenlerin varlığına dair ilk kanıtı öne sürmüşlerdi.

Şimdiyse astronomlar bugüne kadar bulunan en küçük haydut gezegenin keşfini açıkladı. Öte gezegenler yalnızca nadiren doğrudan gözlemlenebilir.

Genellikle gökbilimciler, gezegenin gelen ışığın gözlemlerini kullanarak bu tür gezegenleri bulurlar.

Örneğin, bir gezegen ana yıldızın diskinin önünden geçtiğinde, yıldızın gözlemlenen parlaklığı periyodik olarak küçük bir miktar düşer. Ayrıca gökbilimciler, gezegenin neden olduğu yıldızın hareketini de ölçebilirler.

Among Trillions of Planets, Are We 'Home Alone?' – Exoplanet Exploration: Planets Beyond our Solar System

Serbest yüzen gezegenler neredeyse hiç radyasyon yaymazlar ve tanımları gereği herhangi bir yıldızın yörüngesine girmezler, bu nedenle geleneksel astrofiziksel algılama yöntemleri kullanılarak keşfedilemezler.

Yine de, haydut gezegenler adı verilen astronomik bir yöntem kullanılarak tespit edilebilir. Mikro mercekleme, Einstein’ın genel görelilik teorisinden kaynaklanır – büyük bir nesne (mercek), parlak bir arka plan nesnesinin (kaynak) ışığını bükebilir.

Merceğin çekim etkisi, uzaktaki ışığını büken ve büyüten devasa bir büyüteç görevi görür. Eğer (bir yıldız veya bir gezegen) Dünya merkezli bir gözlemci ile uzaktaki bir kaynak yıldız arasından geçerse, çekim gücü nedeniyle ışığı saptırabilir.

Bu durumda gözlemci, kaynak yıldızın parlaklık değişimini ölçebilir. CalTec’de çalışan ekibin lideri Dr. Przemek Mroz, “Mikro merceklemeyi gözlemleme şansımız son derece düşük çünkü üç nesne – kaynak, mercek ve gözlemci – neredeyse mükemmel bir şekilde hizalanmalı.

Yalnızca bir kaynak yıldız gözlemleseydik, kaynağın mikro merceklendiğini görmek için neredeyse bir milyon yıl beklememiz gerekir” dedi.

Bu nedenle, çekimsel mikro mercekleme olaylarını araştıran modern araştırmalar, mikro merceklenme şansının en yüksek olduğu Samanyolu merkezindeki yüz milyonlarca yıldızı izliyorlar. Varşova Üniversitesi astronomları tarafından yönetilen OGLE araştırması böyle bir deney gerçekleştiriyor.

Exoplanet the size of Saturn orbiting a faint 'ultracool dwarf' star | Daily Mail Online

OGLE, 28 yıl önce faaliyete başlayan en büyük ve en uzun gökyüzü araştırmalarından biridir. Şu anda OGLE gökbilimcileri Şili’deki Las Campanas Gözlemevi’nde bulunan 1,3 metrelik Varşova Teleskobu kullanıyor.

Her açık gecede, teleskoplarını galaksinin merkezi bölgelerine doğrultuyor ve parlaklığını değiştirenleri arayarak yüz milyonlarca yıldızı gözlemliyorlar.

Çekimsel mikro mercekleme lensin parlaklığına bağlı değildir, bu nedenle gezegenler gibi soluk veya karanlık nesnelerin incelenmesini sağlar.

Mikro mercekleme olaylarının süresi, mercekleme nesnesinin kütlesine bağlıdır – mercek ne kadar küçükse, mikro merceklenme olayı o kadar kısa olur.

Genellikle birkaç gün süren gözlemlenen olayların çoğu yıldızlardan kaynaklanmaktadır.  Serbest yüzen gezegenlere atfedilen mikro merceklenme olayları, ancak birkaç saatlik zaman ölçeğine sahiptir.

Bir mikro mercekleme olayının süresini (ve ışık eğrisinin şeklini) ölçerek, mercekleme nesnesinin kütlesi tahmin edilebilir. Bilim insanları, şimdiye kadar bulunan en kısa zaman ölçeğine sahip   olayının keşfini duyurdular.

OGLE-2016-BLG-1928, sadece 42 dakikalık bir zaman ölçeğine sahip. Çalışmanın araştırmacılarından Varşova Üniversitesi Astronomi Gözlemevi’nden Dr. Radoslaw Poleski, “Bu olayı ilk gördüğümüzde, son derece küçük bir nesneden kaynaklanmış olması gerektiği açıktı.

Gerçekte, olayın modelleri, merceğin Dünya’dan daha az kütleli olması gerektiğini, muhtemelen Mars kütleli bir nesne olduğunu gösteriyor. Dahası, lens muhtemelen haydut bir gezegendir” dedi.

Could these three Earth-like exoplanets be capable of sustaining life? - CSMonitor.com

Dr. Poleski’ye göre “Mercek bir yıldızın etrafında dönüyor olsaydı, olayın ışık eğrisindeki varlığını tespit ederdik. Yaklaşık 8 astronomik birim (1 AB= 150 milyon km, Dünya ile Güneş arası ortalama uzaklık) içinde bir yıldıza sahip olan gezegeni eleyebiliriz.”

OGLE gökbilimcileri, birkaç yıl önce Samanyolu’ndaki büyük bir serseri gezegen popülasyonunun ilk kanıtı sağlamışlardı.

Bununla birlikte, yeni tespit edilen gezegen, şimdiye kadar bulunan en küçük haydut dünya. OGLE projesi lideri Prof. Andrzej Udalski, “Keşfimiz, düşük kütleli serbest yüzen gezegenlerin yer tabanlı teleskoplar kullanılarak tespit edilebileceğini ve karakterize edilebileceğini gösteriyor” dedi.

Gökbilimciler, gerçekte yıldızların etrafındaki (“sıradan” gezegenler olarak) ilk gezegensel disklerde serbest dolaşan gezegenlerin oluştuğundan ve diğer cisimlerle, örneğin sistemdeki diğer gezegenlerle çekimsel etkileşimlerden sonra ana gezegen sistemlerinden fırlatıldığından şüpheleniyorlar.

Gezegen oluşumu teorileri, fırlatılan gezegenlerin tipik olarak Dünya’dan daha küçük olması gerektiğini öngörüyor. Bu nedenle, serbest yüzen gezegenleri incelemek, güneş sistemi gibi genç gezegen sistemlerinin çalkantılı geçmişini anlamamızı sağlar.

Serbest yüzen  arayışı, şu anda NASA tarafından inşa edilmekte olan Nancy Grace Roma Uzay Teleskobu’nun bilimsel itici güçlerinden biridir.

Gözlemevinin 2021’lerin ortasında faaliyete geçmesi planlanıyor. Etkinliğin kısalığı nedeniyle, olayı karakterize etmek için Kore Mikrolensing Teleskop Ağı (KMTNet) tarafından toplanan ek gözlemlere ihtiyaç var. KMTNet Şili, Avustralya ve Güney Afrika’da üç teleskoptan oluşan bir ağ işletmektedir.

Ay’ın Aydınlık Yüzünde Su Bulundu…

0
Ay’ın Aydınlık Yüzünde Su Bulundu…

Ay’ın Güneşi gören yüzünde bulunan su Artemis programına ivme kazandırıyor.

NASA ve Alman uzay ajansı DLR’nin ortak projesi olan Kızılötesi Astronomi için havadan Stratosfer Gözlemevi (SOFIA). Boeing 747SP jumbo jet, 100 inçlik bir teleskop ve kızılötesi gözlemler için bir dizi enstrümana sahip. 

Ay’da ilk kez, sadece aşırı soğuk, kalıcı olarak gölgelenen kutup kraterlerinde değil, diğer bölgelerde de su moleküllerinin kesin izleri görüldü. NASA ve Alman uzay ajansı tarafından işletilen havadan Kızılötesi Astronomi için Stratosfer Gözlemevi (SOFIA), Ay’ın güneşli bölgelerinde su (H 2 O) tespit etti ve bu değerli kaynağın gelecekteki astronotlar için daha önce inanılandan daha kolay erişilebilir olabileceğini gösterdi.

Nature Astronomy isimli dergide yayınlanan yeni bir çalışma, Clavius ​​kraterinin çevresindeki su moleküllerinin net spektral (tayfsal) işaretlerini gösteren son kızılötesi gözlemleri özetlemekte. Araştırmacılar, güneş rüzgârının tetiklediği kimyasal reaksiyonların sonucu olarak, mikro göktaşları çarpmalarının oluşturduğu küçük cam boncuklarda kilitlenebilecek veya daha yaygın olarak Ay toprağı ile karışabilecek su olduğunu öne sürdüler.

File:Clavius Crater – January 7, 2017.jpg - Wikimedia Commons

Diğer bir yeni çalışmada gökbilimciler, Ay’ın yüzeyinin 24 bin km kareden fazlasının, muhtemelen “soğuk tuzaklar” olarak adlandırılan su buzu birikintilerini koruma kapasitesine sahip olabileceği sonucuna varıyorlar. Araştırmacılar, küçük ölçekli yatakların büyük rezervuarlardan yüzlerce ila binlerce kat daha yaygın olduğu sonucuna vardılar.

SOFIA tarafından tespit edilen su miktarı nispeten küçük olsa da, keşif, NASA’nın, nihai uçuşlardan önce Ay’da sürdürülebilir bir insan varlığı oluşturmayı amaçlayan ajansın Artemis programı kapsamında Ay’a gezginleri ve astronotları fırlatma planları için daha fazla bilimsel gerekçe katacak.

2024’teki ilk Artemis görevi, büyük ölçüde kalıcı olarak gölgelenen kutup kraterlerinde buzun varlığını gösteren önceki gözlemler nedeniyle Ay’ın güney kutup bölgesini hedef alıyor. Ancak bu sonuçlar, suyun varlığını doğrudan doğrulamayan spektral izlere dayanıyor. Ay’da suyun varlığı, bir gün astronotların “karada yaşaması”, buzu çıkarması ve onu güneş enerjisi ile parçalayarak sıvı hidrojen ve oksijen şeklinde hava, su ve roket yakıtı üretme olasılığını artırıyor.

Confirmed! Water exists on the moon - Tech Explorist

NASA Genel Merkezi’nde baş keşif bilimcisi Jacob Bleacher, “Suyun, Ay’ın en karanlık ve en soğuk yerlerinden bazılarında, hiç güneş ışığı görmemiş kraterlerin içinde bulunduğunu biliyoruz. Bu soğuk ve karanlık ortamlara ulaşmak zordur ve uzun süre çalışmak daha da zor olabilir.

Dolayısıyla ulaşılması daha kolay olan su bulmak bizim için gerçekten önemli. Bu, suya sahip ulaşılması daha kolay küçük kraterleri bulmayı veya SOFIA sonuçlarının gösterdiği gibi, bu kraterlerin dışında su bulabileceğimizi içerebilir. Suyun içinde bulunduğu durumu anlamak oldukça önemlidir” dedi.

Ancak küresel olarak ne kadar su bulunabileceği, güneş ışığında veya gölgede olsun, onu çıkarmak için ne tür bir altyapıya ihtiyaç duyulabileceği henüz bilinmiyor. Bleacher, “Soruyu doğrudan cevaplamak zor, bu keşif sonuçta bize belirli bir şey yapmak için yeterli su sağlayacak mı?

İlerleme ve Ay’daki uçucu olayları ve değişken döngüleri anlama sürecinin bir parçası. Öyle olsa bile, bu önemli bir keşif çünkü artık karanlık kraterlerdeki bu yerlerin bazılarının dışında, içine girmesi ve kullanması gerçekten zor olan suyun var olduğunu biliyoruz” dedi.

Salgın Sürecinde Gökbilimden Zevk Almanın Beş Yolu…

0
Salgın Sürecinde Gökbilimden Zevk Almanın Beş Yolu…

Gece gökyüzü her zaman güvenlidir herkese adil davranır ve özgürdür.

Kaliforniya El Centro'dan Skywatcher Brad Mellon, iki parlak gezegenin bu görüntüsünü 12 Mart 2012'de çekti. Dramatik etki için bir çim süsü kullandı! SPACE.com'a söyledi.

Hem dünya hem toplumlar hem de aileler için zorlu bir dönemden geçiyoruz. Dünyadaki bütün okullar, anlamlı bir çevrim içi eğitimi deneyimlemek için mücadele ediyor. Korona virüs salgını birçok eğlence seçeneğinin önünü kesti kısıtladı. COVID-19 zamanında ailelerin boşluğu doldurmaları ve anlamlı bir bilim deneyimi yaşamaları için harika bir yolun, dikkatlerini evlerinin hemen dışında görebilecekleri yıldızlara çevirmeleri keyifli bir yol olabilir. İşte bu zevkli uğraş için başlayabileceğiniz beş yol.

Çıplak göz

Her yıl düzenlenen Perseid meteor yağmuru sırasında, Utah'daki Arches National Park'ın üzerinde gökyüzünde süzülen bir meteor. Perseids, en üretken duşlardan biridir ve genellikle zirvede saatte yaklaşık 80 meteor ile. Bununla birlikte, meteorları kamerada yakalamak zordur. Fotoğrafçı, dramatik kaya oluşumlarını aydınlatmak ve vurgulamak için yapay bir ışık kaynağı kullandı.

Sadece gözlerinizle çok şey görebilirsiniz. Ancak gece gökyüzü çoğu insan için garip bir manzaradır. Tıpkı bilmediğiniz bir yere seyahat ederken yaptığınız gibi, bir haritaya ihtiyacınız olacaktır.  Bir astronomi haber yayını olan Sky and Telescope dergisi, her ayın gökyüzü haritalarına ulaşmak için iyi bir kılavuzdur. Gece gökyüzünün nesneleri bir yıl boyunca tam bir döngüden geçer.

Dünya güneşin etrafında dönerken, zamanla farklı yıldızlar ve takımyıldızlar ortaya çıkar, böylece yıl boyunca yeni manzaraların tadını çıkarabilirsiniz. Herhangi bir tarih ve saat için gece gökyüzünü gösteren dönen bir plastik disk olan bir planisfer veya gökyüzü çarkına sahip olmak daha uygun olabilir. Yıldızlar arasında hareket ettikleri için gezegenleri tespit etmek,  daha zordur, ancak onları gece gökyüzünde herhangi bir zamanda herhangi bir yerde gösteren çevrim içi etkileşimli uygulamalar, haritalar vardır.

Gece gökyüzü görünümünüz bulunduğunuz enleme bağlıdır, bu nedenle özel konumunuza göre gökyüzü manzaranız değişir. Daha da kolaylık için, tüm işi – ve belki de eğlencesi – gece gökyüzünde gezinmek olan akıllı telefon uygulamaları vardır. Telefonunuzu dik tutun uygulamalar yıldızları tanımlar. Takımyıldız şekillerinin üzerine bindirin. Bazıları sesli komutlara yanıt verir ve gök cisimleri hakkında ayrıntılı bilgi ekler veya Uluslararası Uzay İstasyonunu  başınızın üstünde vızıldarken gösterir  .

Dürbün

CELESTRON 71378 GRANITE 7x33 DÜRBÜN DÜRBÜN CELESTRON

Muhtemelen evinizin bir yerinde ikili bir dürbün vardır. Eğer o eskimişse ya da kullanılamayacak gibiyse, yeni bir ikili dürbün edinmeniz yararınıza olur. Böyle ikili bir dürbün ilk adımda yıldızlara bakmak için yeterli olabilir. Ayrıca böyle bir dürbünü tiyatrolarda, konserlerde veya doğa gözlemciliği için kullanabilirsiniz. Yıldızlara bakmak için de mükemmeldir.

Dürbün üzerinde iki numara vardır. Büyütmeyi ve mercek çapını temsil ederler, bu nedenle örneğin: 7 x 50, 50 milimetrelik mercekler kullanarak bir görüntüyü 7 kat büyütür. Karanlık bir yerde çıplak göz yaklaşık 3000 – 5000 adet yıldız görür. Dürbünle bu sayı 100 binlere çıkabilir.

Ay böyle bir dürbünle olağanüstü muhteşem görünür. Çocuklar için Ay’ın evreleri döngüsünü takip etmek ve ardından neden Ay’ın evreleri olduğunu gösteren bir etkinlik yapmak eğlenceli olabilir.

Küçük teleskoplar

Astrophotographer Peter Chiapperino, Celestron yarışmasına katılım için Hawaii Hapuna Beach'te çekilen bu fotoğrafı # changeyourview2015 hashtag'iyle etiketledi.

Gece gökyüzünü keşfetmek için biraz daha büyük bir taahhütte bulunmak istiyorsanız, küçük bir teleskop almayı düşünün. Bir teleskopla uzaya bakmak yıldız kümeleri, galaksiler ve bulutsulardan oluşan yepyeni bir dünyanın kapılarını size açar. Satürn’ün halkalarını ve Jüpiter’in uydularını rahatlıkla görebilirsiniz.

Uzayın sizi içine çeken büyülü derinliklerine dalmaya başlamadan önce bir rehber edinmek iyi bir fikirdir. Küçük teleskopların fiyatları 500 lira ila 50 bin lira arasında değişir, ancak, öncelikle  bin, 2 bin lira gibi düşük bir fiyat iyi bir başlangıç olabilir. Bu temel teleskoplar genellikle nesneleri bulmaya yardımcı olmak için takılı bir vizöre, göz merceğine sahiptir, ancak bunlardan en iyi şekilde yararlanmak için gökyüzü haritalarına ihtiyacınız olur.

Bütçeniz daha yüksek fiyatlara çıkmaya imkan veriyorsa, motorları olan ve bilgisayar kontrollü, derin gökyüzü nesnelerini bulmaya da yarayan “GoTo” sistemi olan teleskopları elde edebilirsiniz. Sadece gökcisminin adını yazmanız veya listeden seçim yapmanızla ona ulaşmanız mümkün olur.

Artık gece görüşünüzü korumak için kırmızı LED el feneri kullanmak ve teleskobu bununla ayarlamak gibi işin püf noktalarını öğrenmeye hazır olursunuz. Bu durum daha derin görmenizi sağlar. Çünkü retinanızın kenarına yakın hücreler devreye girer böylece daha düşük seviyelerdeki ışığı algılamanız mümkün olur.

Çevrim içi kaynaklar

İnternet, arka bahçe astronomisi için harika bir kaynaktır. Çıplak göz astronomisi için Hızlandırılmış Bir Kurs ile başlamak isteyebilirsiniz. Uygulamaların, dürbünlerin ve teleskopların incelemelerine ek olarak, yeni teleskobunuzu nasıl kullanacağınızla ilgili eğitimleri de vardır. Ayrıca, “Gökyüzü ve Teleskop” dergisinin haftalık “Bir Bakışta Gökyüzü” yayınına da göz atmak faydalı olacaktır.

BBC’nin  “Geceleyin Gökyüzü” dergisi (Sky at Night), gözlemleyebileceklerinizin daha uzun bir aylık özetine sahiptir. Eğer sadece  karanlık bir gece gökyüzünün görsel ihtişamından ilham almak istiyorsanız, keyfini çıkarabileceğiniz ayrıca çok sayıda  hızlandırılmış video vardır.

Karanlık gökyüzü

World's First Transnational Dark Sky Park Receives IDA Accreditation | International Dark-Sky Association

Arka bahçe astronomisi konusunda heyecan sahibi olmanız olumlu hoş bir merak olsa da, ancak gerçekte görebilecekleriniz nerede yaşadığınıza bağlı olacaktır. Gece gökyüzü, on binlerce yıl boyunca atalarımızın tanıdık bir dostuydu. Oraları, gezinmek, zamanı anlatmak ve hikayelerini, mitlerini yıldızlara ve takımyıldızlara yansıtmak için kullandılar.

Ancak gece gökyüzünün ihtişamı, endüstriyel faaliyetler ve yapay ışıklar tarafından sürekli olarak aşındırılmıştır. Gökyüzü parlaklığının gece görüşünüzü nasıl etkilediğini ölçmek için amatör gökbilimciler,  9’u  şehir içi, 1’i el değmemiş vahşi doğa olduğu Bortle ölçeği adı verilen bir ölçek kullanır. Işık kirliliği, yapay aydınlatmanın gece gökyüzündeki etkisidir ve bunun tanıdık Büyük Kepçe ve Orion (Avcı) takımyıldızlarını nasıl etkilediğini de görebilirsiniz.

Milli Parklar gökyüzünün tadını çıkarmak için harika yerlerdir çünkü oraları yapay ışıklardan nispeten korunmaya çalışılan yerlerdir. Diğer ülkelerdeki Milli parklar normal zamanlarda birçok astronomi programı sunar. Birçoğu, önümüzdeki günlerde COVID-19 kısıtlamalarıyla birlikte yeniden bu programları devam ettirmeye başlıyor.

Sizin de yaşadığınız yerdeki gökyüzü parlaklığını izleyerek Işık Kirliliği konusunda farkındalık yaratma çabasına katkıda bulunmanız mümkündür.

Pasifik Okyanusu’nda Devasa Nötrino Gözlemevi…

0
Pasifik Okyanusu’nda Devasa Nötrino Gözlemevi…

Gökbilimciler Pasifik Okyanusu’nda devasa bir nötrino gözlemevi planlıyor

IceCube gözlemevi
Okyanusa sınır: P-ONE, mevcut IceCube deneyinden (resimde) daha büyük bir cihaz 10 dedektör dizisinden oluşan yedi grup. 

Almanya ve Kuzey Amerika’daki astrofizikçiler, dünyanın en büyük nötrino teleskobunu Kanada kıyılarındaki deniz tabanına inşa etmenin planlarını yayınladılarPasifik Okyanusu Nötrino Deneyi (P-ONE), galaksimizin ötesindeki aşırı olayların ürettiği çok yüksek enerjili nötrinoları yakalamak için tasarlanmıştır.

Nötrinolar, yüksüz ve son derece hareketsiz parçacıklar olduklarından, evrende dolaşırken gaza ve toza nüfuz ederek, astronomların prensipte onları oluşturan olağanüstü enerjik olayları tanımlamasına olanak tanırlar.

Dünya’dan geçen nötrinolar çok nadiren atom çekirdekleriyle etkileşime girdiklerinde yayınlanan Çerenkov radyasyonunun gözlemlenmesi sırasında hızlıca hareket eden ikincil parçacıkların üretilmesine neden olur. Bu tür olaylardan gelen fotonlar, yolculuklarında emilir.

IceCube olarak bilinen dünyanın en büyük nötrino teleskobu, Güney Kutbu’nda buzun derinliklerine açılan deliklerde asılı düzinelerce foton çoğaltıcı tüp dizisinden oluşur. 1 km3′ lük bir hacmi kaplayan IceCube, 2013 yılında ilk ekstra galaktik nötrinoları yakaladığını bildirdiğinde tarih yazmıştı. 

Dört yıl sonra, eş zamanlı gama ışını gözlemleri sayesinde blazar olarak bilinen çok uzak, parlak bir galaktik çekirdeğe bağlanabilecek bir olay kaydedildi.

P-ONE başkanı, Münih Üniversitesi’nden Elisa Resconi’ye göre, IceCube’un 2017 sonucu, kesinlikle blazar kaynağı için yalnızca “kanıt” teşkil ediyor.

Bir keşfi gerçekten iddia etmek ve diğer kozmik nötrinoların kökenini tam olarak saptamak için, ek nötrino gözlemevlerinin ve IceCube’un uzantısının inşa edilmesini gerektirdiğini savunuyor.

“Şu anda nötrino astronomisini açmanın eşiğindeyiz, ancak bu süreci tek bir teleskoba dayandırırsak, gerçekten uzun bir zaman alabilir, belki on yıllar.”

Su altında ilerliyor

P-ONE, IceCube’dan daha büyük olduğundan, daha nadir, daha yüksek enerjili nötrinoları tespit edecek, ayrıca, kuzeyden ziyade güney yarı küredeki nötrinoları yakalayan gökyüzünün farklı bir bölümünü de gözlemleyecek.

Ancak Resconi, aynı olayın bağımsız gözlemlerine potansiyel olarak izin vererek ikisi arasında bir miktar örtüşme olacağını söylüyor.

Yeni tesis, Britanya Kolombiyası kıyılarından yaklaşık 200 km uzaklıktaki Cascadia Havzasında yaklaşık 2,6 km derinlikte kurulacak.

Bu nedenle, Victoria Üniversitesi Ocean Networks Canada tarafından işletilen ve mevcut deniz tabanı enstrümanlarına güç ve feribot verileri sağlayan 800 km uzunluğunda fiber optik kablo döngüsü olan önceden var olan altyapının avantajlarından yararlanılacak.

2018’de ilk iki ışık yayıcı ve sensör dizisi göndererek bu sitenin gerekli optik özelliklere sahip olduğunu zaten doğrulayan P-ONE işbirliği, şimdi bölgeyi araştırmak için ek dedektörlere sahip bir çelik kablo yerleştirmeyi planlıyor – spektrometreler, lidarlar ve bir müon detektörü dahil.

Resconi, planın, gözlemevinin ilk bölümünü – yedi adet 1 km uzunluğunda ip içeren bir halka – 2023 yılı sonunda kurmak olduğunu söylüyor.

Ve eğer bu başarılı olursa, araştırmacılar 50 milyon $’ ın büyük bir kısmı için başvuracaklar. Projeyi tamamlamak ve personel maliyetleri için kabaca 100 milyon dolara ihtiyaç var.

Resconi, gözlemevinin tamamının kurulacağını ve on yılın sonunda veri alınacağını umuyor. Ancak bu zaman çizelgesini “çok hırslı” olarak tanımlıyor.

Devam eden COVID-19 salgınının neden olduğu gecikmelere ek olarak, büyük baskılar ve deniz tabanını böylesine sert hale getiren tuz ve deniz canlılarının varlığı göz önüne alındığında, dedektörlerin planlandığı gibi çalışmasını sağlamanın zor olacağını söylüyor.

IceCube, olası kozmik ışın kaynakları olarak dört galaksiyi tanımlar

Nitekim bilim insanları, 2014 yılında Akdeniz’in zemininde KM 3 NeT olarak bilinen ve 2020’ye ertelenen kübik kilometre ölçekli bir nötrino teleskobu çalıştırmayı planlamışlardı.

İşbirliği üyesi Feifei Huang’a göre, 230 telden sadece ikisi Güney İtalya kıyılarında kurulacak olması nedeniyle şimdiye kadar yerinde dururken, Fransız sularındaki bir başka sahada halihazırda planlanan 115 diziden altısı çalışıyor – sırasıyla 2026 ve 2024’e kadar tamamlanması öngörülmüşken bu süreçte şimdi zor görülüyor.

Resconi, bu projedeki sorunun bir kısmının uzman personel eksikliğinden dolayı fizikçilerin her şeyi kendilerinin yapması olduğunu söylüyor – örneğin, deniz tabanına kabloları bağlayan kendi kendine yapılan bağlantı kutuları başarısız oldu.

Ocean Networks Canada tarafından edinilen deneyimin, P-ONE için benzer bir kaderden kaçınılabileceği anlamına geleceğini umuyor. Kendini okyanusa kablo döşemeye adamış 30 veya 40 kişiyle, ekibinin “fiziğe odaklanabileceğini” söylüyor.

Güneşi Bir Yıldız Olarak İncelemek İçin Sebep Çok…

0
Güneşi Bir Yıldız Olarak İncelemek İçin Sebep Çok…

Yıldız parlamalarını (stellar flares) ve öte gezegenleri anlamak için güneşi bir yıldız olarak incelemek

Yeni araştırmalar, güneş lekelerinin ve diğer aktif bölgelerin genel güneş emisyonlarını değiştirebileceğini gösteriyor. Güneş lekeleri, bazı güneş etkinliklerinin azalmasına ve bazılarının artmasına neden olur; Değişikliklerin zamanlaması da farklı ışınım türleri arasında değişiklik gösterir.

Bu bilgi, gökbilimcilerin yıldızların koşullarını karakterize etmelerine yardımcı olur ve bu yıldızların etrafındaki dış gezegenleri bulmak için de önemli çıkarımlara sahiptir.

Japonya Havacılık ve Uzay Araştırma Ajansı’nda Shin Toriumi liderliğindeki uluslararası bir araştırma ekibi, “Hinode” ve “Dinamik Güneş Gözlemevi (SDO)” dahil olmak üzere bir uydu filosu tarafından gözlemlenen farklı emisyon türlerini incelediler.

Amaç: Diğer yıldızlar gibi uzaktan bakıldığında Güneş’in nasıl görüneceğini görmek ve Güneş’i uzaktaki tek bir ışık noktası olarak gözlemlemek.

NASA | Twisting Solar Eruption and Flare - YouTube

Ekip, güneş lekeleri gibi özelliklerin genel resmi nasıl değiştirdiğini araştırdı. Bir güneş lekesi, Güneş’in bize bakan tarafının ortasına yakın olduğunda, görünür ışığın toplam miktarının azalmasına neden olduğunu buldular.

Aksine, güneş lekeleri Güneş’in kenarına yakın olduğunda, toplam görünür ışık parlar, çünkü bu bakış açısında, güneş lekelerini çevreleyen fakula olarak bilinen parlak alanlı yapılar karanlık merkezlere göre daha görünürdür.

Ayrıca güneş yüzeyinin üzerindeki güneşin atmosferi diyebileceğimiz korona tabakasında üretilen X-ışınları, güneş lekeleri olduğu dönemlerde normal göründüklerinden daha parlak daha şiddetli olarak gözlenir.

Güneş lekelerinin üzerinde uzanan koronal halkalar güneşin etkinlik durumuna göre manyetik olarak ısınır ve o bölgede parlaklık artışına neden olur, bu nedenle bu parlaklaşma, güneş lekesinin kendisi görünmeden önce ortaya çıkar ve güneş lekesi görüş alanından çıktıktan sonra bile devam eder.

Genel güneş emisyonlarındaki değişiklikler ve bunların zamanlamaları, Güneş’in yüzeyindeki özelliklerin konumu ve yapısı hakkında bilgi taşıdığından, gökbilimciler buradan yıldız lekeleri ve manyetik alanlar gibi diğer yıldızların yüzey özelliklerini çıkarmayı umuyorlar.

Bu, gökbilimcilerin bir dış gezegenin gölgesinin neden olduğu kararmayı daha iyi tanımalarına yardımcı olacaktır. Böylece, yıldız lekelerinin etkileri hakkında daha iyi bilgi sahibi olarak, dış gezegenlerin yarıçapları ve yörüngeleri gibi parametreleri daha doğru bir şekilde tahmin edebiliriz.

Selected at ISAS/JAXA as 4th Competitively-chosen Middle-class mission | Next-generation solar-observing satellite Solar-C_EUVSTGüneş ile ilgili derinlemesine araştırmalar ilerledikçe, atmosferik ısınma, güneş patlamaları ve çeşitli enerjetik püskürmelerin ayrıntılı mekanizmalarının daha iyi anlaşılması sağlanacaktır.

Toriumi, “Bu amaçla, Japonya tarafından ABD ve Avrupalı ​​ortaklarla yakın işbirliği içinde geliştirilen yeni nesil güneş gözlem uydusu Solar-C (EUVST), kromosferi, geçiş bölgesini araştıran emisyonlarda Güneşi gözlemlemeyi hedefliyor” diyor.

Yıldız Kümeleri Buz Dağının Sadece Görünen Kısmı…

0
Yıldız Kümeleri Buz Dağının Sadece Görünen Kısmı…

Kayıp kardeş yıldızları bulmak

Yıldız kümeleri, binlerce yıldır insan uygarlığının hayal dünyasının bir parçası olmuştur. Örneğin, Pleiades gibi en parlak yıldız kümeleri, çıplak gözle kolayca görülebilir. Bir gökbilimci ekibi, yerel yıldız kümelerini çevreleyen ‘korona’ adı verilen büyük yıldız halelerinin varlığını ortaya çıkardı.

Yıldız kümeleri, ömürlerinin büyük bir bölümünde bir arada kalabilen büyük yıldız ailelerinden oluşur. Bugün, Samanyolu’nda kabaca birkaç bin yıldız kümesi olduğunu biliyoruz, ancak onları yalnızca zengin ve sıkı gruplar olarak belirgin görünümlerinden dolayı tanıyoruz.

Grubun lideri Stefan Meingast, “yeterince zaman verildiğinde yıldızlar doğdukları beşiklerini terk etme ve kendilerini sayısız yabancıyla çevrili bulma eğilimindedir, bu nedenle komşularından ayırt edilemez ve tanımlanması zor hale gelir. Güneşimizin de bir yıldız kümesinde oluştuğu düşünülüyor ancak kardeşlerini uzun zaman önce geride bıraktı.”

“Ölçümlerimiz, yıldız kümelerinin iyi bilinen çekirdeklerini ilk kez çevreleyen çok sayıda kardeş yıldızın olduğunu ortaya koyuyor. Yıldız kümelerinin, orijinal kümenin 10 katından daha büyük olan zengin haleler ile veya koronalarla çevrili olduğu görülüyor” dedi.

Avrupa Uzay Ajansı (ESA) Gaia uzay aracının hassas ölçümleri sayesinde, Viyana Üniversitesi gökbilimcileri, yıldız kümesi dediğimiz geniş yıldız ailelerinin, çok daha büyük ve genellikle belirgin şekilde uzun bir yıldız dağılımındaki buzdağının sadece görünen kısmı olduğunu keşfettiler.

Aynı çalışmada yer alan Viyana Üniversitesi’nden gökbilimci Alena Rottensteiner’e göre, “gece gökyüzünde iç içe, sıkışık olarak gördüğümüz yıldız grupları, daha önceki tahminlerimizin çok çok ötelerine kadar ulaşıyor.

Yıldız kümelerinin temel özellikleri olduğunu düşündüğümüz şeyleri gözden geçirecek ve yeni keşfedilen koronaların kökenini anlamaya çalışacak pek çok çalışma bizi bekliyor” dedi.

Pleiades star cluster, aka Seven Sisters | Astronomy Essentials | EarthSky

Kayıp yıldız kardeşleri bulmak için kurulan araştırma ekibi, birlikte doğan ve gökyüzünde birlikte hareket eden yıldız gruplarının izini sürmek için makine öğrenimini kullanan yeni bir yöntem geliştirdi.

Ekip, 10 yıldız kümesini analiz etti ve bu yığılmış, kompak kümelerin merkezinden uzakta bulunan, ancak aynı aileye ait olduğu açıkça belli olan binlerce kardeş yıldız belirledi.

Bu koronaların kökeni için yapılan açıklama belirsizliğini koruyor, ancak ekip, bulgularının yıldız kümelerini yeniden tanımlayacağından ve kozmik zaman boyunca tarihlerini ve evrimlerini anlamamıza yardımcı olacağından emin.

Aynı üniversitede Yıldız Astrofiziği Profesörü João Alves’e göre, “araştırdığımız yıldız kümelerinin iyi bilinen prototipler olduğu düşünülüyordu, bir asırdan fazla bir süredir üzerinde çalışılıyordu, ancak daha büyük düşünmeye başlamamız gerekiyor gibi görünüyor.

Keşfimizin Samanyolu’nun nasıl inşa edildiğini anlamamız için önemli sonuçları olacak. Kümelenme yoluyla, ancak aynı zamanda, kümelerin merkezlerindeki devasa yıldızların sterilize edici radyasyonundan uzaktaki proto-gezegenlerin hayatta kalma oranına ilişkin çıkarımlar büyük.

Ancak daha az yoğun koronalara sahip yoğun yıldız kümeleri, sonuçta bebek gezegenleri yetiştirmek için kötü bir yer olmayabilir” dedi.

Gökcisimlerini Seyretmek ve Fotoğraflamak İçin 2020’nin En İyi Teleskopları…

0
Gökcisimlerini Seyretmek ve Fotoğraflamak İçin 2020’nin En İyi Teleskopları…

Yeni başlayanlar, gezegenleri seyretmek isteyenler ve astrofotoğrafçılık için en iyi seçimler

TELESKOP SÖZLÜĞÜ:

Açıklık:  Bir teleskobun ışığı toplamasına izin veren birincil ayna veya merceğin çapı.
Görüş alanı:  Göz merceğinden görülebilen gökyüzü alanı.
Odak uzaklığı:  Bir teleskobun tüp uzunluğu. Kısa odak uzunlukları, geniş bir görüş alanı ve küçük bir görüntü sunar.
Odak oranı:  Teleskobun hızı olarak da bilinir. Küçük odak oranları daha düşük büyütme, geniş görüş alanı ve daha parlak bir görüntü sağlar.
Büyütme : Teleskobun optik sistemi ile göz merceği arasındaki ilişki.

En çok ve en yüksek fiyata sahip teleskobu seçebilirsiniz, ancak bunlar yeni başlayanlar için aşırı derecede karmaşık olabilir. Elbette, diğer uç nokta, teleskobunuza o kadar az para harcamanızdır ki, işlem işe yaramaz bir oyuncağa sahip olmanızla sonuçlanır

İyi bir başlangıç ​​noktası, ne kadar harcamak istediğinizi ve gökyüzü gözlemciliğinde en heyecan verici bulduğunuz şeyi bilmektir: Gezegenleri yakından görmek mi, galaksilere ve nebulalara bakmak mı, astrofotoğrafçılık ile mi uğraşmak yoksa bunların hepsi mi? Gözlem veya fotoğrafçılıkla ilgilenmenin uzun bir süre sizinle kalacağını da düşünmeye değer – emin değilseniz, başlangıç için dürbün sizin için harika bir seçim olabilir.

CelestronSky-WatcherMeade InstrumentsOrion, iOptron ve Explore Scientific gibi en iyi üreticilerden, yeni başlayanlar için en iyi teleskopları seçtik, gezegenleri, astrofotoğrafçılığı  ve her yönden kullanılacak olanları görüntüledik .

YENİ BAŞLAYANLAR İÇİN EN İYİ TELESKOPLAR

Orion 10015 StarBlast 4.5 Astro Reflektör Teleskopu (Turkuaz)

                                                        Orion

Orion StarBlast 4.5 Astro Reflektör

Optik tasarım: Reflektör | Montaj türü: Dobsonian | Açıklık: 4,5 “(114 mm) | Odak uzaklığı: 17,72″ (450 mm) | Kullanışlı en yüksek büyütme: 228x | Verilen oküler: 6 mm, 17 mm | Ağırlık: 13 lbs. (5,9 kg)

Parlak, keskin görüntüler
Kutudan çıkarıldı
Masaüstü, tripod yok

Uygun büyüklükte bir diyafram açıklığı ve fiyat için kaliteli optikler olan Orion StarBlast 4.5, astronomiye yeni başlayanlar için kolaylaştırmak üzere ayarlanmıştır. Gezegenlerin, ayın, bulutsuların ve daha parlak galaksilerin çok iyi görüntülerini elde edebilirsiniz ve f / 4 odak oranı, gözlemlemeyi seçtiğiniz hedeflerin parlak görüntülerini sağlar.

Ayrıca kutuda, hedeflerinizi seçmenize ve onları gece gökyüzünde saptamanıza yardımcı olacak Yıldızlı Gece yazılımı da bulunmaktadır. Teleskopla birlikte, 26x ve 75x büyütme sağlayan iki göz merceği (17 mm ve 6 mm) veriliyor. Yeni başlayanlar için, teleskobun görüntüleri nefes kesiciydi ve netlik ve kontrast içeriyordu.

Ayın yüzeyi ve Satürn’ün halkaları özellikle öne çıkan özelliklerdir, ancak geniş görüş alanı nedeniyle hedeflerin mercek aracılığıyla küçük olacağını hatırlamakta fayda var. Aynı şey, bir dereceye kadar ışık kirliliği altında bile parlak ışık nesneleri olarak görünen Andromeda Gökadası (Messier 31) gibi “soluk cisimler” için de söylenir .

Orion StarBlast 4.5, irtifa ve azimut eksenleri boyunca sallanan sağlam bir masaüstü montaj aparatına sahiptir, bu nedenle gökyüzü gözlemcilerinin gece gökyüzünün sabit gözlemleri için sağlam bir masa kullandıklarından emin olmaları gerekecektir. Çevirme, StarBlast 4.5 ile çok düzgün bir işlemdir.

Orion, reflektörün nasıl kullanılacağının yanı sıra EZ Finder II kırmızı nokta bulucunun nasıl takılıp kalibre edileceğini açıklayan net bir kılavuz sağlamıştır. Bununla birlikte, teleskobun kutudan çıkar çıkmaz monte edildiği göz önüne alındığında, gökyüzü gözlemcisinin montajı ve kullanımı ile uğraşması pek olası değildir.


Celestron StarSense Explorer LT 114AZ

                                                      Celestron

Celestron StarSense Explorer LT 114AZ

Türü: Reflektör | Montaj tipi: Alt-azimut | Açıklık: 4,5 “(114 mm) | Odak uzaklığı: 39,3″ (1000 mm) | Kullanışlı en yüksek büyütme: 269x | Verilen oküler: 10 mm, 25 mm | Ağırlık: 10,4 lbs. (4,72 kg)

Astrofotoğrafçılığa iyi bir giriş
Gözlemlenecek hedefler önerir
Bilgisayarlı montaj yok

Yeni başlayanlar için harika bir teleskop olsa da, Celestron StarSense Explorer LT 114, orta düzey gökyüzü gözlemcileri tarafından da kullanılabilir – özellikle kurulum için daha az zaman harcamak ve gözlem yapmak için daha fazla zaman harcamak isteyenler. Montaj 20 dakikadan az sürer.

Bu reflektörde dahili olarak, teleskobu hizalamak için kolay bir seçenek sunan ve yerleşik GoTo sisteminin aletin hangi yönü gösterdiğini belirlemesini sağlayan Celestron’un StarSense teknolojisi bulunmaktadır. Teknolojiyi kullanmak için, gökyüzü gözlemcisinin yapması gereken tek şey StarSense uygulamasını indirmek ve göz merceğinden bir akıllı telefon görüntüsü almaktır ve uygulama, gökbilimcinin yönelimini hesaplamak için teleskobun görüş alanında hangi yıldızların olduğunu belirler.

Jüpiteri, bir gaz devini görüntülemek için 10 mm mercek kullanımı gerekir. Görünümler net, ancak atmosferik bantların rengini seçmek için çeşitli göz mercekleri ve filtrelere ihtiyacınız olacaktır. Gezegenin en büyük uyduları net, keskin ışık noktaları olarak görülebilir. Ay, Venüs ve Arı Kovanı Kümesi’nin (Messier 44) görüntüleri de iyi bir netlikle görülmesi sevindiricidir.

Celestron StarSense serisinin güzelliği, gözlemlediğiniz her hedef için uygulamanın sunduğu literatürü okuyabilmenizdir. Bir hedeften diğerine giderken, StarSense Explorer LT 114’ün sağlam bir kit parçasıdır ve sorunsuz çalışır. Küçük bir dezavantaj, gökyüzü gözlemcilerine teleskop motorlu bir montaj düzeneği sağlamadığından aleti manuel olarak itmeleri gerektiğidir.

Uygun büyüklükte bir diyafram açıklığı ve Celestron ürünlerine özgü kaliteli optiklerle, yeni başlayanlar için uygun fiyata iyi ve kullanımı kolay bir teleskop bulmakta zorlanacaksınız.


iOptron SmartStar Cube-E R80 GoTo AZ refraktör

                                                      Optron

iOptron SmartStar Cube-E R80

Optik tasarım: Refraktör | Montaj tipi: Motorlu alt-azimut | Açıklık: 3,2 “(80 mm) | Odak uzaklığı: 15,75″ (400 mm) | Verilen oküler: 10 mm, 25 mm | Ağırlık: 15 lbs. (6,8 kg)

Çok iyi optik
İyi bir veritabanı ile GoTo
Küçük diyafram açıklığı

Eğer acemiyseniz, bu anları gözlemlemek için kullanırken, teleskobunuzu monte etmek için değerli zamanınızı harcamak istemediğinizi söylemek doğru olur. Yeni başlayanlar için harika bir teleskop, yapımı ve kalibrasyonu hızlı ve kolay olanıdır – iOptron’un SmartStar Cube-E R80’i kesinlikle budur.

Bu refraktör akromatiktir, yani optik sistemi gözlemler sırasında sinir bozucu yanlış renklerden kurtulabilir ve iOptron SmartStar Cube-E R80 bunu nefes kesen ayrıntı ve kontrastın parlak görünümleriyle yapar – yeni başlayanlar, Satürn’ün halkalarını ay ve diğer güzel görünümleri. Enstrüman hafiftir ve 3,2 inç (80 mm) ile karasal görünümler için iki katına çıkar.

Teleskop, el tipi GoTo Nova bilgisayar denetleyicisi (14.000’den fazla astronomik nesneden oluşan bir veri tabanı içerir) ile birlikte, sizi hemen ayağa kaldırıp gece gökyüzüne bakmanızı sağlayacak sağlam bir Cube-E GoTo yuvasına oturur. Veritabanının sunduğu hedeflerin çoğunu görmek için iOptron SmartStar Cube-E R80’e başka aksesuarlarla birlikte erişim sağlamanız gerekecektir.

Küçük bir eleştiri, el kumandasının az ışıkta okunmasının zor olmasıdır – karanlığa uyarlanmış görüşünüzü korumak için kırmızı bir el feneri kullandığınızdan emin olun. Genel yapı sağlamdır, birkaç göz merceği (10 mm ve 25 mm) verilir ve teleskobun çeşitli renklerde (mavi, yeşil ve pembe dahil) gelmesini seviyoruz, böylece şık bir şekilde gözlemleyebilirsiniz!

EN İYİ ÇOK YÖNLÜ TELESKOPLAR

Celestron PowerSeeker 127EQ

                                                Celestron

Celestron PowerSeeker 127 EQ

Optik tasarım: Newton reflektör | Montaj tipi: Ekvator | Açıklık: 5 “(127 mm) | Odak uzaklığı: 39,37″ (1000 mm) | Kullanışlı en yüksek büyütme: 300x | Verilen oküler: 4 mm, 20 mm, 3x Barlow | Ağırlık: 22 lbs. (9,98 kg)

Kolimasyon ile düzgün optikler
Genel olarak çok iyi
En iyi kalitede olmayan aksesuarlar

Celestron’un bu harika paketi, rekabetçi bir fiyata beş inçlik (127 mm) açıklıklı bir teleskoba sahiptir, bu da onu, gökyüzü gözlemcisinin güneş sistemini ve derin gökyüzü hedeflerini pahalı bir yatırım yapmadan gözlemlemesine olanak tanıyan bir alet arayanlar için mükemmel kılar.

Celestron PowerSeeker 127 EQ, 50x ve 250x büyütmeler üretmek için optik sistemle birlikte çalışan iki göz merceğiyle birlikte gelir: 20 mm ve 4 mm. Ayrıca, göz merceklerindeki büyütmeyi üçe katlamak için bir 3x Barlow lens vardır, ancak gerçekte buna pek de gerek yoktur – teleskobun elde edebileceği maksimum büyütme 300x’tir, yani 4 mm göz merceği ile Barlow kullanmak, örneğin, görüntülerin bulanıklaşmasına neden olur.

Çoğu benzer teleskoplarda bu aksesuarlar en yüksek kalitede değildir, bu nedenle, PowerSeeker 127 EQ’nun optik sınırlarını göz önünde bulundurarak bunları kendi göz mercekleriniz ve Barlow mercek seçiminizle değiştirmeniz önerilir. Skywatch’ların PowerSeeker 127 EQ’yu düşünmeden önce ekvatoral bir montaj, yavaş hareket kontrolleri kullanma konusunda rahat olmaları ve kutup hizalama bilgisine sahip olmaları gerekecektir.

Bir kez olduklarında, bu reflektör, gözlem için güvenilir bir araç görevi görür – ve dahası, gözlemci aynaları düzenli olarak yönlendirirse. Bu bir kez elde edildiğinde, optik sistem etkileyici gökyüzü manzaraları sunar. Manuel ekvatoral montaj basittir ve iş yapar, ancak alüminyum tripod biraz sallantılıdır, bu nedenle gözlemleriniz sırasında aleti sabitlemenizi öneririz. Bu reflektördeki kusurlar, düşük fiyat noktası göz önüne alındığında ihmal edilebilir.


Orion Yıldız Avcısı IV 130

                                                Orion

Orion Yıldız Avcısı IV 130

Optik tasarım: Reflektör | Montaj tipi: Bilgisayarlı alt-azimut çatal kolu | Açıklık: 5,12 “(130 mm) | Odak uzaklığı: 25,59″ (650 mm) | Kullanışlı en yüksek büyütme: 154x | Verilen oküler: 10 mm, 23 mm | Ağırlık: 21,5 lbs. (9,75 kg)

Hafif, seyahat için iyi
Keskin, yüksek kontrastlı görüntüler
Tripod daha iyi olabilirdi

Gittikçe daha fazla sayıda teleskop, evrende zahmetsiz bir tur için WiFi teknolojisini kullanıyor ve Orion’un Starseeker IV’ü bu tür bir teleskop ve montaj kombinasyonudur. Serideki 5.12 inç (130 mm) teklifin montajı, hizalamasıyla birlikte sezgiseldir.

İndirme işlemini Synscan Profesyonel uygulamasını daha sonra GoTo bağlama ile bir WiFi ağı kurar akıllı telefon, üzerine, birden fazla 42,000 Gök cisimlerini teleskop ve erişim verilerini kontrol edebilirsiniz. Yine de uygulamayı indirmeyi tercih etmezseniz, aynı işi yapan sağlanan bir el kumandası vardır.

SynScan’in kullanımı basittir ve ister gezegenler, ister yıldızlar veya derin gökyüzü nesneleri olsun, kısa sürede nesneleri seçebilirsiniz. Satürn’ün halkaları, Jüpiter’in atmosferik bantları, ince bulutsular ve Ursa Major’daki Fırıldak (Messier 101) gibi parlak galaksilerin tümü 5,12 inçlik açıklığın optik erişim mesafesi içindedir. Tüm hedeflerin görüntüleri çok iyi kalitede olup, büyük bir optik bozulma veya kusur yoktur.

Bununla birlikte, gökyüzü gözlemcileri, Orion Starseeker IV 130’un her bir hedefi GoTo’nun veri tabanında listelenen aynı netlik ve kontrastla seçemediğini unutmamalıdır. Optik sisteminden en iyi şekilde yararlanmak için çeşitli göz mercekleri ve filtrelerle denemenizi öneririz.


Meade Serisi 6000115 APO

                                                 Meade Instruments

Meade Serisi 6000115 APO

Optik tasarım: Refraktör | Montaj türü: N / A | Açıklık: 5,12 “(130 mm) | Odak uzaklığı: 35,83″ (910 mm) | Verilen göz mercekleri: Yok | Ağırlık: 12,2 lbs. (5,53 kg)

Taşınabilir tasarım
Çok yönlü Vixen tarzı kırlangıç ​​kuyruğu
Tripod, montaj aparatı ve aksesuarlar dahil değildir

Bu apokromatik üçlü refraktör, göz merceğinden bakıldığında hedeflerin yanlış renklenmesini ve eğrilmesini ortadan kaldıran çoklu kaplamalı optiklere sahiptir ve yüksek çözünürlüklü bir görüntü sağlar. Gezegen, bulutsu veya galaksi baktığınız her ne olursa olsun, Meade Series 6000 115 yüksek kontrastla karakterize edilen parlak görüntüler sunar. Bu, en sevdiğiniz hedefin ince ayrıntılarını öğrenmek için gözlerinizi zorlamamanız anlamına gelir.

Optikler ayrıca ayı izlemek için mükemmeldir. Meade Instruments’ın söz verdiği gibi, göz merceğinden hiçbir optik kusur tespit edilemedi. Meade Series 6000 115 aynı zamanda çok yönlüdür, ya kucaklayıp götürün ya da görüntüleme teleskobu olarak ya da daha büyük bir alet için bir kılavuz dürbün olarak kullanılabilecek kadar uyarlanabilir.

Geri çekilebilir bir çiy korumasının yanı sıra, Meade Series 6000 115 herhangi bir aksesuar, montaj parçası veya tripod ile birlikte gelmez. Ancak, bu kadar iyi optiklerle, gökyüzü gözlemcileri yine de eklentileri dikkatlice seçmek isteyeceklerdir.

EN İYİ BİLGİSAYARLI VEYA GOTO TELESKOPLARI

Meade StarNavigator NG 114

                                                Meade Instruments

Meade StarNavigator NG 114

Optik tasarım: Newton reflektör | Montaj tipi: Motorlu alt-azimut | Açıklık: 4,5 “(114 mm) | Odak uzaklığı: 39,37″ (1000 mm) | Verilen göz mercekleri: 9 mm, 26 mm | Ağırlık: 14,7 lbs. (6,7 kg)

Basit irtifa-azimut montajı
Çok iyi netlik ve kontrast
Tripod biraz titriyor

GoTo gökyüzü gözlemciliği dünyasına giriş olarak, Meade StarNavigator NG 114, sınırlı bir bütçeyle gökyüzü gözlemcileri için sahip olunması gereken bir şeydir. AudioStar el kumandası, 30.000’den fazla astronomik nesne hakkında bilgi ve ayrıca gece gökyüzünün en parlak 500 nesnesi olan gezegenler, büyük bulutsular ve galaksiler için dört saatlik sesli turlar sunar.

Cihazın montajı kolaydır ve 14,7 lbs ağırlığındadır. (6,7 kilogram), StarNavigator NG 114 arka bahçeyi çok fazla çaba harcamadan taşıyacak kadar hafiftir. Skywatchers, 12V Servo Sürücüyü 8 AA pille veya harici güçle çalıştırma seçeneğine sahiptir – piller soğuk koşullarda hızlı bir şekilde tükenme eğiliminde olduğundan, StarNavigator ile kesintisiz gözlemler için ikincisine yatırım yapmanızı öneririz.

Optik yetenek açısından, özellikle teleskop paketinde sunulanlar göz önüne alındığında, herhangi bir şikayetimiz yok. Görüş alanına ağda bir kambur ayı sığdırabiliriz ve odaklayıcıyı ayarladıktan sonra kraterlerini ve ay kısrağını keskin bir odağa getirebiliriz. Ay filtresi daha da iyi manzaralar sunar. Yıldız oluşum bölgesine doğru dönen Avcı Bulutsusu (Messier 42), 4,5 inçlik (114 mm) diyafram açıklığıyla da kolaylıkla seçilebilir – Trapez Kümesi’nin üye yıldızlarının ışıl ışıl parıldadığı tozlu bir ışık parçası olarak görünür.

Ufak bir kıkırdama, titreyen alüminyum tripoddur, bu nedenle döndürme sırasında ve rüzgarlı koşullarda kurulumu elle desteklemenizi öneririz.


Celestron NexStar 6SE'nin tüpü ve kontrolleri

                                                             Celestron

Celestron NexStar 6SE

Optik tasarım: Schmidt-Cassegrain | Montaj tipi: Bilgisayarlı alt azimut tek çatal kolu | Açıklık: 5,91 “(150 mm) | Odak uzaklığı: 59″ (1500 mm) | Kullanışlı en yüksek büyütme: 354x | Temin edilen göz mercekleri: 25 mm | Ağırlık: 30 lbs. (9,5 kg)

Yüksek kaliteli yapı
Kurulumu ve hizalanması kolay
Sınırlı göz mercekleri

Celestron’un NexStar teleskopları serisi, mükemmel optikler, kullanıcı dostu montaj ve çok sayıda özellik için hak edilmiş bir üne sahiptir ve NexStar 6SE bunların hepsine örnek teşkil eder.

5.91 inçlik (150 mm) diyafram, ışık toplama yeteneği açısından Meade StarNavigator NG 114’ten bir adım ilerideyken, NexStar + el kumandasının veritabanındaki 40.000’den fazla astronomik nesne, yeni hedeflerin asla tükenmeyeceği anlamına gelir. aramak için. Bununla birlikte, gökyüzü gözlemcileri, onları yakalamak için ekstra göz mercekleri eklenmesi gerekeceğini ve bu durumda bile, diyaframın veritabanında listelenen tüm hedefleri büyük miktarda ayrıntıyla göstermeyeceğini unutmamalıdır.

NexStar 6SE, teleskopun sizi belirli bir takımyıldızda veya gökyüzünde dikkatlice seçilmiş hedeflere yönlendireceği bir tur modu sunar – hangi nesneleri gözlemleyeceğinize karar veremiyorsanız veya gece-gökyüzü hazinelerini keşfetmek istiyorsanız harika bir özellik daha.

Kullanımı bir kolay olan SkyAlign teknolojisi, sizi hızlı bir şekilde doğru yöne yönlendirirken, motorlu montajın dokuz dönüş hızının yanı sıra yıldız, güneş ve ay izleme hızları vardır. Yine de uyarı: Böylesine etkileyici bir teknoloji ile NexStar 6SE pilleri çabucak boşaltır, bu nedenle kurulumu harici bir güç kaynağıyla çalıştırmanızı öneririz.

Görüntüleyiciler başlangıçta yavaş f / 10 odak oranından hoşnut olmayabilir, bu da NexStar 6SE’yi en iyi ihtimalle bir gezegen veya ay görüntüleyici olarak sınırlandırabilir, ancak daha ileri düzey kullanıcıların kameraları için ikincil aynayı daha küçük olanı ile değiştirme olanağı vardır. odak oranını astrofotografi dostu f / 2’ye yükselten ışık yolu.

 

Sky-Watcher 12 inçlik katlanabilir Dobsonian GoTo teleskopu

                                                         Sky-Watcher

Sky-Watcher Flextube 300 SynScan Dobsonian

Optik tasarım: Parabolik Newtonian | Montaj türü: Dobsonian | Açıklık: 12 “(305 mm) | Odak uzaklığı: 59.01″ (1500 mm) | Kullanışlı en yüksek büyütme: 610x | Verilen oküler: 10 mm, 25 mm | Ağırlık: 72 lbs. (32,66 kg)

Kolay taşıma için katlanabilir
Son inşa
Ağır

Teleskobunuzun açıklığı ne kadar büyükse, o kadar fazla ışık toplar ve astronomik nesnelerdeki daha ince ayrıntıları çözmenize ve evrenin derinliklerini görmenize olanak tanır. 12 inçlik (305 mm) bir objektifle, Sky- Watcher’ın bu katlanabilir Dobsonian’ı “hafif kova” etiketine kadar dayanır .

Dobsonialılar sadelikleri için tasarlandılar ve GoTo özelliği artı bir SynScan el kumandası tarafından yönlendirilen motorlu rocker alt-azimut yuvası sayesinde gece gökyüzünün harika görüntülerini elde etmek ve teleskopu kalibre etmek hiç bu kadar kolay olmamıştı.

Veri tabanında 40.000’den fazla hedef sunuluyor ve şunu söylemeliyiz ki, Sky-Watcher Flextube 300 SynScan ile ilk arama noktamız, belirsiz belirsizlikleri araştırmaktı. Andromeda Gökadası (Messier 31), bazı toz şeritlerinin görülebildiği ve çıkıntının parlak bir şekilde parladığı inanılmaz bir manzara. Uydu galaksileri, alan görünümünde ışık noktaları olarak da görülebilir.

Odak oranı f / 4.9 olan bu Dobsonian, görüntüleyicilerin toplayacağı tüm fotonları kullanması için yeterince hızlı. Biraz ustalıkla, bu teleskopla harika görüntüler çekebileceksiniz. Sky-Watcher Flextube 300 SynScan ağır olmasına rağmen, katlanabilir tasarımı, karanlık gökyüzü parklarını arama veya yıldız partilerine katılma ihtiyacı doğduğunda arabanızın bagajına sığmanızı kolaylaştırır.

Ağır bir fiyat etiketine sahip, ancak Sky-Watcher Flextube 300 SynScan’in diyafram açıklığı, görüntüleme yeteneği ve GoTo yeteneği göz önüne alındığında, hobiciler için satın alınması gereken bir şey.

GEZEGENLERİ GÖZLEMLEMEK İÇİN EN İYİ TELESKOPLAR

Orion AstroView 90 mm EQ

                                                              Orion

Orion AstroView 90 EQ

Optik tasarım: Refraktör | Montaj tipi: Ekvator | Açıklık: 3,54 “(90 mm) | Odak uzaklığı: 35,83″ (910 mm) | Kullanışlı en yüksek büyütme: 180x | Verilen okülerler: 10 mm, 25 mm | Ağırlık: 23,8 lbs. (10,8 kg)

Sağlam tripod
Kontrastlı net gezegen görünümleri
Optikte hafif yanlış renk

Orion , AstroView 90’ı “gezegensel güç performansı” olarak tanımlıyor ve fiyat ve diyafram açıklığı açısından bu refraktör bir araya geliyor. Aksesuarlar, basit bir ekvator yuvası ve sağlam bir tripod ile birlikte verilen cihaz, gece gökyüzünün güzel bir şekilde görülmesi için ihtiyacınız olan her şeyle birlikte gelir.

Kemerleri ve uydularıyla Jüpiter’in görüşleri, Satürn ve halkaları, hatta  uzaktaki Uranüs  ve Neptün’ün minik mavi-turkuaz diskleri bile kristal berraklığında bir netliğe kavuşuyor.  AstroView ayrıca Kızıl Gezegen karşıt konumdayken ve gözlem için en iyi durumda olduğu zaman, Merkür ve Venüs’ün evreleri gibi Mars’ın ana yüzey özelliklerini de gösterir . Bu fiyat noktasında bir teleskoptan az miktarda yanlış renk görülebiliyor ancak bekleniyor – görüşlerimiz bu optik kusurdan etkilenmiyor.

Doğal olarak, ay, Copernicus ve Tycho kraterleri ile optik sistemde nefes kesicidir, birinci çeyrekte öne çıkmaktadır: görüntüler, bol kontrast ile keskin netlikte. AstroView 90, gezegensel bir icracı olarak ilan edilmesine rağmen, aynı zamanda daha parlak derin gökyüzü nesnelerinin bazılarını da ortaya çıkarabilir. Boğa burcundaki Pleiades yıldız kümesinin (Messier 45) büyütülmüş görüntüleri nefes kesicidir ve bu aletle bakan gökyüzü gözlemcileri için bir zorunluluktur.

Verilen göz mercekleri makul kalitede olsa da, tüm bütçe teleskoplarında olduğu gibi, ayın etkilerine daha iyi bakmak için ayrı yüksek kaliteli aksesuarlar satın almak isteyebilirsiniz – ayrıca büyütmeyi iki katına çıkarmak için 2x Barlow lens öneririz. AstroView 90’ın optik sınırlarına dikkat edin.


Celestron Omni XLT 120 tüp

                                                  Celestron

Celestron Omni XLT 120

Optik tasarım: Refraktör | Montaj tipi: CG-4 ekvatoral | Açıklık: 4,02 “(102 mm) | Odak uzaklığı: 39,37″ (1000 mm) | Kullanışlı en yüksek büyütme: 283x | Temin edilen göz mercekleri: 25 mm | Ağırlık: 43 lbs. (19,50 kg)

Sağlam tasarım
Aksesuarlanması kolay
Ortalama kaliteli odaklayıcı

Celestron’un Omni XLT 120’si, orta düzey gökyüzü gözlemcilerini, özellikle de çemberleri belirleme konusunda ustalaşmış ve tedarik edilen yüksek kaliteli CG-4 Alman ekvatoral kundakta doğru yükselme ve eğim koordinatlarını kullanmayı bilenleri hedefliyor.

Omni XLT 120, ışık iletimini en üst düzeye çıkarmak için Celestron’un StarBright XLT kaplamasıyla boyanmış yüksek kaliteli optiklere sahiptir. Optik sistem ayrıca, gelen ışığın farklı noktalara odaklandığı görsel bir kusur olan küresel sapmayı en aza indirmek için asferik şekillendirme teknolojisini kullanır.

Omni XLT 120, diyafram açıklığı ve f / 8.3 odak oranının karışımı ile Jüpiter’in atmosferik bantlarından ve uydularından, Satürn’ün halkalarından ve aydaki kraterlerden gezegenlerin mükemmel görüntülerini üretebilir ve bölgeler arasında büyük bir kontrast gösterir. gölgede ve gün ışığında yıkananlar. Az miktarda renk kırılması olsa da, optik sistemden görüntüler olağanüstüdür.

Refraktör, 25 mm göz merceği, 1,25 inç yıldız köşegen, ağır hizmet tipi paslanmaz çelik tripod, aksesuar tepsisi, su terazisi, Starry Night Special Edition yazılımı ve 6×30 bulucu ile birlikte gelir.

 

Scientific 102CF'yi keşfedin

                                                           Scientific

Scientific ED APO 102CF’yi keşfedin

Türü: Refraktör | Montaj türü: N / A | Açıklık: 4,01 “(102 mm0 | Odak uzaklığı: 28,11 ” (714 mm) | Verilen göz mercekleri: Yok | Ağırlık: 7,28 lbs. (3,3 kg)

Görsel ve görüntüleme için iyi
Mükemmel yapı
Ağır

Teleskoplar için büyük para ödediğinizde, genellikle çeşitli astronomik hedeflerin inanılmaz görüntülerini sağlayan olağanüstü yüksek kaliteli optikler elde edeceğiniz garanti edilir.

Scientific’in karbon fiber 4,01 inç (102 mm) üçlü apokromatik refraktörünü keşfedin kesinlikle bu kategoriye uyuyor. Refraktörlerde çok yaygın olan, renk sapması olarak da bilinen yanlış rengi kapsamlı bir şekilde düzeltebilen, Japonya’da üretilen Hoya FCD100 ekstra düşük dağılımlı camı kullanır. Sonuç olarak, göz merceğinden geçen görüntülerin çok keskin olduğunu ve kalitenin uzun odak uzaklığı ve f / 7 odak oranıyla birleştiğinde mükemmel bir gezegen görüntüleme cihazı olduğunu bildirmekten memnuniyet duyuyoruz.

Bu fiyat ve kalibre teleskoplarında, genellikle göz mercekleri dahil değildir – kullanıcının kendi göz merceklerini kullanmak istemesi veya ihtiyaçlarına uygun özel göz mercekleri satın alması beklenir. Skywatchers bu refraktörü satın almadan önce bütçelerini göz önünde bulundurmalıdır, ancak bunun kendileri için teleskop olduğuna karar verirlerse bu değerli bir yatırımdır.

2,5 inçlik altıgen odaklayıcı oldukça iyi çalışıyor ve 10 lbs ağırlığını taşıyabiliyor. DSLR’ler, CCD’ler ve filtre tekerlekleri gibi (4,53 kilogram) değerinde ekstra görüntüleme aksesuarları.  Bu odaklama mekanizması bazen birkaç aksesuar uygulandığında gerginliği tutmakta zorlanır, bu nedenle gökyüzü gözlemcileri ciddi bir gezegen görüntüleme yapmak istiyorlarsa onu değiştirmeyi düşünebilirler.

EN İYİ ASTROFOTOĞRAFÇILIK TELESKOPLARI

Sky-Watcher 200P Quattro Görüntüleme Newtonian

                                                         Sky-Watcher

Sky-Watcher 200P Quattro Görüntüleme Newtonian

Optik tasarım: Newton reflektör | Montaj türü: N / A | Açıklık: 7,87 “(200 mm) | Odak uzaklığı: 31,5″ (800 mm) | Odak oranı: f / 3,9 | Verilen göz mercekleri: Yok | Ağırlık: 21 lbs. (9,52 kg)

Çok iyi yapı
Kullanımı kolay
Montaj, tripod veya aksesuarlarla birlikte verilmez

Özellikle astrofotografi için tasarlanan Sky-Watcher 200P Quattro Imaging Newtonian, uzman bir kit parçasıdır ve herhangi bir göz merceği, montaj parçası veya tripodla birlikte gelmez – gökyüzü gözlemcisinin bunları ayrı ayrı seçmesi ve satın alması gerekecektir. 200P Quattro için ayrıca bir koma düzelticiye ihtiyacınız olacak ve yansıtıcı bir teleskop olduğu için keskin görüntülerin korunması için düzenli olarak ayarlanması gerekecek.

Koma düzeltici olmadan, hedefler görüş alanında eğrilir, bu da düzgün astrofotografiyi bir meydan okuma haline getirir – ancak f / 3,9 optik ile görüntüler, sinir bozucu vinyet etkisi nedeniyle parlaklığı azaltılmamışsa, düşük bütçeli bir uzman teleskop için iyidir. Gece gökyüzünün mükemmel manzaraları için koma düzelticiyi edinmenizi şiddetle tavsiye ederiz.

Optikleri güvenle harmanlayabilme (hizalayabilme) ve Sky-Watcher 200P Quattro’nun tedarik edilmediği diğer gerekli aksesuarlara sahip olma deneyimi olanlar, bu optik tüp tertibatı dar bütçeli astrofotografçılar için harika bir araçtır.


Scientific N208CF Newtonian Astrograph Edition'ı keşfedin

                                                         Scientific

Scientific N208CF Newtonian Astrograph’ı Keşfedin

Tip: Newton reflektör | Montaj türü: N / A | Açıklık: 8,2 “(208 mm) | Odak uzaklığı: 31,97″ (812 mm) | Odak oranı: f / 3,9 | Verilen göz mercekleri: Yok | Ağırlık: 19,1 lbs. (8,7 kg)

Mükemmel optik
Pürüzsüz odaklayıcı
Montaj, tripod veya aksesuarlarla birlikte verilmez

8,2 inç (208 mm) diyaframlı bir cihaz için, Explore Scientific N208CF astrografı, karbon fiberden yapıldığından olağanüstü hafiftir.

19,1 lbs ağırlığında. (8,7 kilogram) olan N208CF, çoğu normal ekvatoral yuva için uygundur – birçok marka ve model, hem teleskopun hem de CCD veya DSLR kameralar, filtre tekerlekleri ve diğer benzeri aksesuarlar dahil olmak üzere ekstra aksesuarların yükünü kaldırabilir.  Seçtiğiniz montaj türünde çok yönlülük için, makul fiyat etiketi için bir beşik-halka tertibatı ve Vixen tarzı kırlangıç ​​kuyruğu plakası sağlanır.

N208CF’nin optik gücü olağanüstüdür ve optik bozulma belirtisi yoktur. Teleskop, gezegenlerden en soluk galaksilere kadar her şeyi görüntülemeye uygun, çok yönlü harika bir cihazdır, hızlı f / 3,9 optiği ise mükemmeldir: tabii ki, harika görüntüler vermek için tasarlanmış bir teleskoptan bekleyeceğiniz gibi. Ek bir bonus olarak, enstrüman bir esinti bir araya getirilebilir.

İki inçlik (50,8 mm) kremayer ve pinyon odaklayıcı, hoş ve pürüzsüz bir şekilde çalışmak için bir rüya iken, karbon fiber yapı sıcaklığa dayanıklıdır: sıcak veya soğuk gecelerde genişleme veya daralma görülmez. N208CF, bulunduğunda ince odaklamayı korur – bu uzun görüntüleme seansları için hayati önem taşır.


Celestron Gelişmiş VX9.25 EdgeHD

                                                      Celestron

Celestron Gelişmiş VX9.25 EdgeHD

Optik tasarım: Schmidt-Cassegrain | Montaj tipi: Motorlu ekvatoral | Açıklık: 9,25 “(235 mm) | Odak uzaklığı: 93″ (2350 mm) | Odak oranı: f / 10 | Temin edilen okülerler: 25 mm | Ağırlık: 47 lbs. (21,31 kg)

Düz alan için yüksek kaliteli optik
Sorunsuz motorlu montaj
Ağır

Celestron’un EdgeHD teknolojisi, Schmidt-Cassegrain teleskoplarını mükemmel düz alanlara sahip yüksek kaliteli astrograflara dönüştürür. Schmidt-Cassegrain optik odak ışığının yöntemi genellikle ışığın odaklandığı odak düzleminin kavisli olduğu anlamına gelir, ancak görüntülüyorsanız, CCD kameranızın sensörü düzdür. Düz bir CCD sensör üzerindeki kavisli bir odak düzlemi, alanın kenarındaki yıldızların bulanıklaştığı alan eğriliği ile sonuçlanır. Astrofotografçılar için istenmeyen bir etki.

EdgeHD optikleri bunu reddederek, tam görüntünün tam karşısındaki keskinliği tam olarak belirlemek için çerçevenin kenarına kadar mükemmel düz bir alan oluşturur. Celestron Advanced VX9.25 EdgeHD’nin optik bozulma veya yanlış renk olmadan canlı ve net görüntülerle sunduğu optik performanstan etkilendik.

Ek bir avantaj olarak, optik tüp düzeneği Celestron’un görüntüleyiciler için özel olarak tasarlanmış ve meridyen çevirme yapmadan meridyen boyunca fotoğraf çekebilen Advanced VX montajı ile birlikte gelir. Kurulum ayrıca nesneleri izlerken hataları gidermek için periyodik düzeltmeler gerçekleştirir ve ayrıca bir otomatik kılavuz bağlantı noktası ile birlikte gelir.

Celestron Advanced VX9.25 EdgeHD, 30 lbs’lik bir yükü taşıyabilir. (13.6 kilogram) da tüp ve tüm görüntüleme aksesuarlarınız için tam olarak desteklenir. Ayrıca, standart NexStar + el kumandası, 25 mm’lik bir göz merceği ve Celestron’un SkyPortal uygulamasına ve Starry Night Special Edition yazılımına erişim dahildir .

TELESKOP SATIN ALMA TAVSİYESİ

Bir teleskop satın alırken göz önünde bulundurulması gereken en önemli hususlardan biri diyafram açıklığıdır, o zaman odak uzaklığını dikkate almalısınız. Burada hatırlanması gereken en önemli şey, daha büyük olanın her zaman daha iyi olmadığıdır.

Gerçekten her şey görmek istediğiniz hedeflere bağlı. Daha kısa odak uzunlukları, örneğin yaklaşık 20 inç (500 mm), Samanyolu’nun geniş alanlarını ve Ülker (Messier 45) ve Avcı Bulutsusu (Messier 42) gibi gösteri parçalarını görmeniz için bir görüş alanı sağlayacaktır. Bu arada, ay , gezegenler veya çift yıldızlar gibi yüksek güçlü nesneler , yaklaşık 80 inç (2000 mm) daha uzun odak uzunluğuna sahip bir teleskopa ihtiyaç duyar.

Gerçekten karar veremiyorsanız, diyafram açıklığı ve odak uzaklığı arasında pek çok taviz vardır, ancak enstrümanınızın ağırlığı, görüş alanı ve “gücü” açısından birkaç değiş tokuş yapmaya istekli olmalısınız.