Yeni cüce gezegenin keşfi ‘Dokuzuncu Gezegen’ teorisine yeni bir bakış ekliyor
Princeton Üniversitesi’nden bir grup bilim insanı, yeni bir cüce gezegen bulmuş olabilir ve bu da teorik bir süper gezegene dair daha fazla kanıta yol açabilir.
Bilim insanları, bir basın bülteniyle, Kuiper Kuşağı’nın buzlu ve ıssız bölgesinin ötesinde, 2017OF201 kod adlı bir Trans-Neptün Nesnesi (TNO) bulduklarını duyurdular.
Güneş’in etrafında Neptün’den daha uzak bir mesafede dönen küçük gezegenler olarak tanımlanan TNO’lar, Güneş Sistemi’mizin kenarında bulunur.
Güneş sisteminde başka birçok TNO olmasına rağmen, 2017OF201’i özel kılan şey büyük boyutu ve aşırı yörüngesidir.
Ekip liderlerinden Sihao Cheng, Princeton Üniversitesi’nden Jiaxuan Li ve Eritas Yang ile birlikte bu keşfi yapanlar arasındaydı.
Ekip, cismin gökyüzündeki belirgin yörünge hareketini belirlemek için gelişmiş hesaplama yöntemleri kullandı.
Cheng, “Nesnenin afelyonu (yörüngesinde Güneş’ten en uzak nokta) Dünya yörüngesinin 1600 katından daha fazladır.”
“Bu arada, yörüngesindeki Güneş’e en yakın nokta olan perihelyonu Dünya yörüngesinin 44,5 katıdır, Plüton’un yörüngesine benzer” dedi.
2017OF201’in Güneş etrafındaki yörüngesi yaklaşık 25.000 yıl sürüyor, bu da Yang’ın “Dev bir gezegenle yakın temaslar yaşamış olmalı ve bu da onu geniş bir yörüngeye fırlatmış olmalı” önerisini akla getiriyor.
Cheng, gezegenin göç etme sürecinin birden fazla aşamasının olabileceğini de sözlerine ekledi.
Cheng, “Bu cismin önce Güneş Sistemi’nin en uzak bölgesi olan ve birçok kuyruklu yıldıza ev sahipliği yapan Oort Bulutu’na fırlatılıp sonra geri gönderilmiş olması mümkün” dedi.
Bu keşif, dış Güneş Sistemimizin düzenine ilişkin mevcut anlayışımız açısından önemli sonuçlar doğuruyor.
Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü’nden (Caltech) Konstantin Batygin ve Mike Brown, Ocak 2016’da dış Güneş Sistemi’nde Dünya’nın yaklaşık 1,5 katı büyüklüğünde bir gezegenin varlığına dair kanıtlar sunan bir araştırmayı duyurdular.
Ancak Gezegen X veya Gezegen Dokuz’un varlığı tamamen teoriktir çünkü her iki gökbilimci de böyle bir gezegeni henüz gözlemlememiştir.
Teoriye göre gezegen, 2017OF201’in bulunduğu bölge, Kuiper Kuşağı’nın yakınlarında bir yerde Plüton’dan çok daha geride olup Neptün’le yaklaşık aynı büyüklüktedir.
Eğer varsa gezegenin kütlesinin Dünya’nınkinden 10 kat daha büyük, Güneş’e uzaklığının ise Neptün’den 30 kat daha fazla olduğu tahmin ediliyor.
Güneş etrafındaki bir tam turunu tamamlaması 10.000 ila 20.000 Dünya yılı alacaktır.
Ancak cismin bulunduğu Kuiper Kuşağı’nın ötesindeki bölgenin daha önce esasen boş olduğu düşünülüyordu ancak ekibin keşfi bunun böyle olmadığını gösteriyor.
Cheng, yaptığı açıklamada 2017OF201’in yörüngesinin yalnızca % 1’inin bizim tarafımızdan görülebildiğini söyledi.
Cheng, “Teleskoplardaki gelişmeler evrenin uzak noktalarını keşfetmemizi sağlasa da, kendi güneş sistemimiz hakkında keşfedilecek daha çok şey var” dedi.
NASA, Dokuzuncu Gezegen’in varlığı durumunda, uzak Kuiper Kuşağı’ndaki bazı küçük nesnelerin benzersiz yörüngelerinin açıklanmasına yardımcı olabileceğini belirtti.
Şimdilik Dokuzuncu Gezegen hala bir teoriden ibaret, ancak bu uzak dünyanın varlığı dış Güneş Sistemi’ndeki kütle çekimi kalıplarına dayanıyor.














