James Webb Uzay Teleskobuyla Evreni Yeniden Tanımak…

James Webb Uzay Teleskopunun İlk Görüntüleriyle Evrene Yeni Bir Bakış

Şimdiye kadar yapılmış en büyük ve en güçlü uzay gözlemevi olan James Webb Uzay Teleskobundan evrenin benzeri görülmemiş ayrıntılı görüntüleri. ✨

Karina Bulutsusu

resim

 

Kozmik Uçurumlar olarak adlandırılan, parıldayan yıldızlarla benekli bu “dağlar” ve “vadiler” manzarası, yıldızların doğum yeri olan Karina Bulutsusu’nun kenarıdır. Genellikle, yıldız oluşumunun erken evrelerini yakalamak zordur.

Ancak James Webb, aşırı duyarlılığı, uzaysal çözünürlüğü ve görüntüleme yeteneği sayesinde kozmik tozun içinden bakabiliyor. Bu yeni görüntüde, bu genç yıldızların bazılarından ön yıldız jetlerinin açıkça fırladığı görülüyor.

Güney Halka Bulutsusu

resim

 

Güney Halka Bulutsusu bir gezegenimsi bulutsudur: ölmekte olan bir yıldızı çevreleyen genişleyen bir gaz ve toz bulutudur. Bu yeni görüntüde, bulutsunun ikinci, daha sönük yıldızı ve etrafına fırlattığı gaz ve tozun yanı sıra tam olarak görüntülenmiştir.

Daha parlak olan yıldız, evriminin belli bir aşamasındadır ve muhtemelen gelecekte kendi gezegenimsi bulutsusunu oluşturacaktır. Bu tür ayrıntılar, yıldızların nasıl evrimleştiklerini ve çevrelerini nasıl dönüştürdüklerini daha iyi anlamamıza yardımcı olacaktır. Arka planda ışık noktaları yıldız değil, uzak galaksilerdir.

Stephan’ın Beşlisi

resim

 

Birbirine yakın beş gökadadan oluşan görsel bir grup şöleni olan Stephan Beşlisi, 1877’de keşfedildi. Bu yeni görüntü, galaksi grubunu, James Webb’in bugüne kadarki en büyük görüntüsü olan devasa bir mozaikte ekranımıza getiriyor.

Mozaik, Ay’ın çapının yaklaşık beşte biri kadar; 150 milyondan fazla piksel ve yaklaşık 1.000 ayrı görüntü dosyasından oluşuyor. Daha önce hiç görülmemiş ayrıntılar sergilenmiş: Milyonlarca genç yıldızın parıldayan kümeleri, yeni yıldız doğumları, geniş gaz, toz ve yıldız kuyrukları ve devasa şok dalgaları gibi.

WASP-96 b Öte Gezegeni

resim

 

WASP-96 b, 2014 yılında keşfedilen, güneş sistemimizin dışında bulunan, çoğu gaz olan dev bir öte gezegendir. James Webb’in Yakın Kızılötesi Görüntüleyicisi ve Yarıksız Spektrografı (NIRISS), gezegen yıldız boyunca hareket ederken WASP-96 sisteminden gelen ışığı ölçtü.

Işık eğrisi önceki gözlemleri doğruladı, ancak spektrumu gezegenin yeni özelliklerini ortaya çıkardı: Suyun açık bir imzası olduğu, pus belirtileri ve atmosferindeki bulutların kanıtı olarak ortaya çıktı. Bu keşif, Dünya’nın ötesinde potansiyel olarak yaşanabilir gezegenleri bulma arayışında ileriye doğru atılmış dev bir adımdır.

James Webb’in İlk Derin Alan Görüntüsü

resim

 

Webb’in İlk Derin Alanı olarak bilinen SMACS 0723 gökada kümesinin bu görüntüsü, 4,6 milyar yıl öncesini gösteriyor. Hubble’ın en derin alanlarının ötesindeki kızılötesi dalga boylarına bakıldığında, Webb’in keskin yakın-kızılötesi görünümü, bugüne kadarki erken evrenin en ayrıntılı görünümü.

Kızılötesinde şimdiye kadar gözlemlenen en soluk nesneler de dahil olmak üzere binlerce galaksiyi ortaya çıkarmış. Artık yıldız kümeleri ve dağınık özellikler gibi daha önce hiç görmediğimiz küçük, soluk yapıları görebiliyoruz ve yakında galaksilerin kütleleri, yaşları, geçmişleri ve bileşimleri hakkında daha fazla şey öğrenmeye başlayacağız.

Bu görüntüler ve veriler, gözlemevinin bulacağı şeylerin sadece başlangıcıdır. Büyük Patlama’dan sonraki ilk parlak parıltılardan Dünya gibi gezegenlerde yaşamı destekleyebilen güneş sistemlerinin oluşumuna ve kendi Güneş Sistemimizin evrimine kadar Evrenimizin tarihindeki her aşamayı inceleyecektir.

Önceki İçerikHepimiz Birer Yıldız Tozuyuz…
Sonraki İçerikBir Nötron Yıldızının Birleşmesi İlk Kez Görüntülendi…